Skip to main content
x 

Adil Gür: "Halk adayları tanımıyor, Burhan Kuzu'ya Erman Kuzu diyor"

Genç Bakış'ta siyaset gündemindeki son gelişmeler tartışıldı...

Adil Gür: "Halk adayları tanımıyor, Burhan Kuzu'ya Erman Kuzu diyor"
Adil Gür: "Halk adayları tanımıyor, Burhan Kuzu'ya Erman Kuzu diyor"

Abbas Güçlü ile Genç Bakış'ta dün gece aday listeleriyle hareketlenen siyaset gündemindeki son gelişmeler tartışıldı. Vatan Gazetesi Yazarı Can Ataklı, A&G Araştırma Şirketi Başkanı Adil Gür ve Kanal D Ankara Temsilcisi Erhan Karadağ'ın konuk olduğu Genç Bakış İstanbul Özyeğin Üniversitesi'nden ekrana geldi...
Ana gündem yeni dönemdeki muhtemel siyasi tablo olsa da, son günlerde deprem etkisi yaratan YGS'de şifre iddiaları hem konukların hem de öğrencilerin ilk tartışma konusu oldu.

İşte Genç Bakış'ın geniş özeti;

"Bu hafta seçim olsa AKP oyları 3 puan artardı"

Adil GÜR – A&G Araştırma Şirketi Başkanı

YGS'deki skandal 15 milyon seçmeni ilgilendiriyor

- YGS'deki skandal Türkiyede ilk kez oy kullanacak seçmenler ve aileleri hesaba katıldığında asgari 15 milyon seçmeni yakından ilgilendiren bir konu. Seçime elbetteki etkisi olacaktır. Ama bu etkinin ne olacağını ölçüp değerlendirmek lazım.  Ama YGS'nin etkisiyle birinci partinin ikinci, ikinci partinin birinci olacağını düşünmüyorum. Çünkü oy oranında çok fark var.

Bu hafta seçim olsa AKP oyları 3 puan artardı

- Bu haftasonu seçim olsaydı Başbakan’ın Avrupa parlamentsoundaki çıkışından sonra AKP’nin oyları mutlaka 2-3 puan artmıştı. 2009 seçimlerinde de "one minute" çıkışından sonra oylar yüzde 13 kadar artmıştı.

Hiçbir zaman seçim sonucunu değiştirecek müdahaleler olmadı

- Kurum olarak yıllardır seçimlerden önce erken sonuç projesi yürütüyoruz. Sandıklardan aldığımız sonuçlarla anket sonuçları arasında genelde binde 1 ya da 2 oranında fark oluyor. Yani ben bugüne kadar yapılan seçimlerde hiçbir zaman seçim sonucunu değiştirecek müdahalelerin olmadığını düşünüyorum.

Bakanlara yer değişikliği lider egosu değil

- Bakanların yerlerinin değiştirilmesi tamamen lider edosuyla yapılmış birşey değil. Bilinçli atılmış bir adım. Mesela Bülent Arınç'ın yerinin değiştirilmesine bakarsanız; Bursa Manisa’dan daha muhafazakar bir şehirdir orada daha muhafazakar bir adayı seçim listesinin başına koyarsanız muhafazakar seçmeni etkilemek daha kolaydır.

Halk adayları tanımıyor, Burhan Kuzu'ya Erman Kuzu diyor

- Adaylar tanınmıyor insanlar daha çok partiye ve lidere oy veriyor. Hep siyasetçilere kızıyoruz ama suçu biraz kendimizde aramamız gerek. Zaman zaman izliyoruz, halka bakanların fotoğrafı gösteriliyor kimse tanımıyor. Dizi karakterlerinin fotoğrafını gösteriyorlar herkes tanıyor. Buran Kuzu'yu soruyorsunuz Erman Kuzu diyorlar.

Eğitim seviyesi düştükçe AKP oyları yükseliyor

- Seçmenlere eğitimlerine göre baktığımız zaman çok belirgin sonuçlar ortaya çıkıyor. Eğitim düştükçe iktidar partisine oy verenlerin oranı hızla yükseliyor, eğitim yükseldikçe CHP'nin oyları artıyor. MHP ise daha çok orta ve lise eğitimli gruplardan oy alıyor.

CHP ve MHP neden sağa açıldı?

- CHP, MHP merkeze açılıyor. Çünkü Türkiye'de sağ sol ayrımı eskisi kadar keskin değil. Seçmenin yüzde 50'sinden fazlası kendisini ya merkezde tarif ediyor ya hiçbiryere koymuyor. Dolayısıyla partiler bu kitlelerden oy almak için hamleler yapıyor.

Kadınlar AKP'ye, erkekler MHP'ye oy veriyor

- Anketlere göre AKP'ye daha çok kadınlar oy veriyor. CHP'ye oy verenler arasında kadın erkek oranı eşit, MHP ve BDP'ye ise ağırlıklı olarak erkekler oy veriyor. Yaş ortalamasına göre seçmenlere baktığımızda; gençler CHP ve MHP'yi daha çok tercih ediyor. İşsizlik algısından dolayı da gençler daha çok muhalefet partilerine  oy veriyor.

İşsizliği çözen en çok oyu alır

- Seçmene bir partiye hangi konular oy getirir diye sorduğumuzda; birinci sırada işsizlik konusundaki çözüm önerileri, ikinci sırada eğitim sorunlarının çözümü, üçüncü sırada yoksullara sosyal yardımlar, dördüncü sırada demokratikleşme, beşinci sırada başörtüsü, altıncı sırada Kürt sorunu yer alıyor.

Liderler birinci, projeler ikinci

- Seçmen oy vereceği partiyi belirlemede en çok lidere önem veriyor. İkinci sırada Türkiye için projeleri, icraatları, vaatleri, üçüncü sırada partinin dünya görüşü, dördüncü sırada ise partinin programı geliyor. Seçimde gösterilen milletvekili adayları ise 5. sırada. Yani özetle Türkiye birkaç gündür adayları tartışıyor ama adaylar tanınmıyor. İnsanlar daha çok lidere ve partiye oy veriyor.

AKP ve MHP seçmeni barajın düşmesini istemiyor

- Yüzde 10 barajı sebebiyle 2002 seçimlerinde seçmenin iradesinin yüzde 45'i Meclis'e yansımadı.

- Sadece CHP ve BDP ve Meclis'te temsil edilmeyen küçük partilerin tabanı yüzde 10 barajının düşmesinden yana. AKP ve MHP seçmeni partilerinin görüşü doğrultusunda barajın devamından yana. Bugün seçmen büyük partiler etrafında kümelenmeye başladı. Baraj düşmüş olsaydı büyük partiler küçülürdü.

"Yeni dönemde gündem; anayasa değişikliği, anadilde eğitim, federasyon..."

Erhan KARADAĞ – Kanal D Ankara Temsilcisi

Başbakan ÖSYM Başkanı'nı zor durumda bırakıyor

- Cumhurbaşkanı'nın ve Başbakan'ın YGS'deki şifre iddiaları ile ilgili yaptığı açıklamalar kamuoyunu rahatlatmaktan ziyade daha çok endişe yarattı.

- Muhalefet partisi şifre iddialarını ciddi anlamda kullanıyor. İktidar da bunun siyasi olarak kullanıldığını bildiği için de ÖSYM Başkanı'nın arkasında duruyor. ÖSYM Başkanı belki hatasını itiraf  ediyor ama Başbakan bu işte sorun yok diyerek ÖSYM Başkanı'nı da zor durumda bırakıyor. 

- Bazen muhalafet elindeki kozu  iyi kullanamayabiliyor belki de iktidar kullanacak bu kozu.

- Bakan serpiştirmek diye bir şey var. Bakanları çeşitli bölgelere yayıp seçmene memleketin her yanına eşit oranda hizmet dağılıyor izlenimi vermek bakanların yerlerinin değiştirilmesinin sebeplerinden.

- Yüzde 10 barajı antidemokratik. Ama  yüzde 10 barajı düşmüş olsaydı partilerin milletvekili sayılarında düşüş yaşanacaktı. Özellikle AKP bundan memnun olmayacağı için seçim barajının düşmesini istemedi.

Farklı görüşe tasviye

- Hangi partiden olursa olsun genel başkanlar kendi kararlarına el kaldıracak milletvekillerini seçiyorlar ve bu milletvekilleri genel başkanın ya da parti yönetiminin söylediklerinin biraz dışına çıktıklarında da aday yapılmıyorlar.

- Yeniden listeye giremeyen vekiller yavaş yavaş Meclis'te eşyalarını topluyor ve Meclis'in arka bahçesinde hep liderlerin fotoğraflarının bulunduğu ajandalar, takvimler çöpe atılmış. O vekiller yeniden seçilseler atarlar mıydı o fotoğrafları? 

Kampanyaların yıldızı yoksulluk işsizlik değil adaylar olacak

- Hem aday listelerinden hem de oluşan atmosferden anlıyoruz ki bu seçimde kampanyalar yoksulluğu, işsizliği giderecek çözümler üzerine yoğunlaşmayacak. Bu seçim kampanyası daha çok adayların profil iüzerinden yürütülecek gibi görünüyor. İktidar partisi muhalefete Ergenekon sanıklarını aday gösterdin ya da nasıl solcusunuz merkez sağdan aday gösterdiniz diyecek.
Tutuklu adaylar da çok ciddi hukuki tartışmalara yol açacak.

- Listeler üzerinde Sayın Demirel'in isminin etkisi oldu kuşkusuz. Etrafındaki bir çok isim çeşitli partilerden aday.

- Türkiye'de siyaset bazı anahtar kelimelerle yapılıyor. Yaklaşık 30 yıldır temsilde adalet, yönetimde istikrar gibi bir formül uygulanıyor.
Yönetimde istikrarın yüzde 10 barajıyla olduğu düşünülüyor. Halbuki güçlü koalisyonlar daha geniş kitlelerin uzlaşma ortamı yarattığı,
insanı ve toplumları geliştiren bir ortam hazırlar. İleri demokrasiyi böyle tarif etmek daha şık.

Yeni dönemde gündem anayasa değişikliği, anadilde eğitim, federasyon...

- Önümüzdeki dönem de anayasa değişikliği dönemi olacak. Eğer iktidar partisi 350'nin üzerinde milletvekili alırsa anayasa değişikliği gündemin ilk sırasında olacak. BDP adaylarının da 20'nin üzerinde gelmesi bekleniyor. BDP adaylarının daha güçlü gelmesi İmralı ile temas, anadilde eğitim, federasyon gibi tartışmaların daha çok gündemde olacağını gösteriyor.

"ÖSYM'deki herkesin görevden alınması gerek!"

Can ATAKLI – Vatan Gazetesi  Yazarı

ÖSYM'deki herkesin görevden alınması gerek

- Çok uzun yıllardır gazetecilik yapıyorum çok hırsızlık gördük. Ama ilk defa devlet eliyle umut hırsızlığı yapılıyor. YGS'deki

- YSG'de şifre iddiaları gibi bu kadar hassas bir konuda en ufak bir şüphenin bile olmaması gerek. İktidarın çok büyük kabahati var. Birinci gün olayı siyasete çekmeden bir çözüm bulabilseydi iş bu noktaya gelmeyecekti. Ama iktidar sustu. ÖSYM Başkanı konuştu, konuştukça battı. Bu sefer iktidar bu işte siyasi komplo var demeye başladı. Önce şifre yok denildi, sonra var denildi nasıl inandıracaksınız insanları?

- Savcılığın harekete geçmesi lazım. Eğer bugün savcılar aman bu bomba patlar deyip bir kitabı imha ediyorsa,  şu an da savcılığın polisleri alıp ÖSYM'yi basması, sorulara, cevaplara el koyması lazım. Ben buralara kadar gelmesin diyorum. Alsınlar yarın bir karar ve bu öğrencilerin
umudunu çalma operasyonu bitmiş olsun.

- Ayrıca bu ÖSYM'nin baştan aşağı görevden alınması lazım. Eğer gözlerini karartıp bu işi yapıyorlarsa ikinci sınavda daha beterini yaparlar. Hiç şüphem yok istedikleri adaya soruları verirler. Kimse güvenmiyor artık.

- Üniversite sınavına giren çocuğum olsa ve  AKP'ye oy veriyor olsam ilk soracağım soru bana neden şifreyi vermediniz olurdu.

Tek adam zihniyeti, Milli Şef kompleksi

- Bazı bakanların seçim bölgelerinin değiştirilmesi tek adam zihniyeti. Milli şef kompleksi. Ben kimi nereye istersem gönderirim düşüncesi. 

- Biz genel başkanı bir partinin padişahı olarak görüyoruz ve onlar da öyle davranıyorlar. Parti içi demokrasiyle parti içi disiplini birbirinden ayıramıyoruz. Parti içi demokrasiyi gerçekleştirseniz genel başkan disiplinine evet. Ama genel başkanlar parti içi demokrasiyi sağlarlarsa uzun süre koltukta oturmaları zorlaşır. Bu yüzden yapmıyorlar. 

Listeler tabii değişir çünkü kurşun asker lazım

- Aday listelerindeki büyük değişimler herkesin hoşuna gidiyor ama böyle diktatör gibi genel başkanlar özelikle büyük kitle partisiyse listesinin yarıdan fazlasını zaten değiştirir. Çünkü onlara kurşun asker lazım.

- Yüzde 10 seçim barajı çok yüksek. Mutlaka düşmesi gerek.

- Tutuklu adayların partilere oy kaybettireceğini ya da oy kazandıracağını düşünmüyorum.