Skip to main content
x 

Her yönüyle İstanbul, Genç Bakış'ta tartışıldı!

Dünden bugüne İstanbul Fethin 560. Yılında Genç Bakış'ta tartışıldı!

Her yönüyle İstanbul, Genç Bakış'ta tartışıldı!
Her yönüyle İstanbul, Genç Bakış'ta tartışıldı!

3. Köprü ve isim tartışmaları, fethin ve Fatih'in bilinmeyenleri, Gezi Parkı'nda yaşananlar, Ayasofya ibadete açılsın tartışmaları, İstanbul'un gizemleri, gökdelenler, avm'ler... Dünden bugüne İstanbul Fethin 560. Yılında Genç Bakış'ta tartışıldı! 29 Mayıs gecesi, İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi'nden canlı yayınla ekrana gelen Abbas Güçlü ile Genç Bakış'ın konukları Yazar Ahmet Ümit, İstanbul Tarihçisi Haldun Hürel ve Tarihçi Prof. Dr. Feridun Emecen'di.
 
İşte programın geniş özeti!
 
Prof. Dr. Feridun Emecen - Tarihçi
3. KÖPRÜNÜN İSMİ SEÇİLİRKEN HASSASİYETLERE DİKKAT EDİLEBİLİRDİ
- Belli kesimlerde Yavuz Sultan Selim'e dair bir takım kanılar artık yerleşmiştir. Bunu değiştirmek zor. Çünkü acıya dayalı bir kültür var o kesimlerde. Dolayısıyla 3. köprü için Yavuz Sultan Selim ismi seçilirken, böyle bir hasasiyete daha fazla dikkat edilebilirdi.
- Yavuz Sultan Selim'in İstanbul'u İslam dünyasının merkezi haline getirme isteği, kutsal emanetleri buraya getirmiş olması belki bu ismin seçilmesinde etkendir.
 
KAYITLARA GÖRE SULTAN SELİM ALEVİ KATLİAMI YAPMADI
- Elimizdeki belgelere, o dönemin nüfus sayım kayıtlarına göre Yavuz Sultan Selim'in yaptığı iddia edilen Alevi katliamının gerçek olmadığı çok açıkça anlaşılıyor. 40 bin çokluk belirtmek için genel olarak kullanılan bir sayıdır. O olay hakkında bir sayı yok. Zaten 40 bin rakamı mantıki değil. O zaman en kalabalık şehir İstanbul ve nüfusu 100 bini bile bulmaz, diğer şehirlerin nüfusları 4-5 bin.
- Tabii o zaman Şah İsmail'in Anadolu'ya gönderip fermanlarını dağıttırdığı insanlar var. Bunlar yakalandığı zaman ortadan kaldırılıyor. Tabii her devlet kendi içerisinde bir tehdit unsuru gördüğü zaman en sert biçimde bertaraf eder, bu tarih boyunca böyledir.
 
KÜPELİ VE BIYIKLI MEŞHUR RESİMDEKİ YAVUZ SULTAN SELİM DEĞİL
- Yavuz Sultan Selim diye bilinen hatta ders kitaplarında bile yer alan meşhur resmin Yavuz Sultan Selim ile bir alakası yok. Bıyıklı ve küpeli bir kişinin yer aldığı resmin Şah İsmail'e veya bir Safevi elçisine ait olduğu söyleniyor. Zaten başındaki taç ve kulağındaki küpeden Yavuz Selim'e ait olmadığı anlaşılıyor.
 
AYASOFYA CAMİİ OLARAK İBADETE AÇILIRSA FRESKLER NE OLACAK?
- Aslında bugün de Ayasofya'nın bir bölümü camii olarak kullanılıyor. İçindeki freskler dolayısıyla oranın tarihi kültürel bir önemi de var. Tekrar ibadete açılırsa o freskler ve tarihi doku ne olur bilemiyorum. Bu konuda bir sıkıntı var.
 
FETİH HADİSİ DÖNEMİN KAYNAKLARINDA YOK
- Dünyanın sonunu belirten hadis kaynaklarında İstanbul'un adına rastlıyoruz. Yani İslam dünyasında da İstanbul kıyamet ile özdeşleştirilen bir çerçeveye sahipti. Bizim çok iyi bildiğimiz fetih hadisi dönemin orijinal kaynaklarında doğrudan doğruya atıf yapılmayan bir hadis oldu. Sonraki tarihçiler bu hadisi esaslı bir şekilde ortaya koydular. Mesela ilk olarak bu fetihle alakalı 3 fetihname var. Bunlar Akşemseddin'in mektubu ile birlikte o dönemden elimizde kalan az sayıda kaynaklardan birkaçı. Fetihnamelerde fethin gerekçeleri açıklanırken Kur'an'dan ayetlere ve hadislere atıf yapılıyor. Orada baktığımızda atıf yapılan iki hadis de İstanbul'un alınışıyla kıyametin kapılarının açılacağını öngören hadisler. Dolayısıyla böyle bakıldığında o gün Müslüman dünyasında zihinlerde İstanbul alındıktan sonra acaba artık dünyanın son saati mi geldi diye bir anlayış var. Özellikle çok okunan ilmihal kitaplarında bu konuya derinden temas var. Zaten fetihe karşı çıkanlar Fatih'e karşı bu argümanları kullandılar. 'Sen burayı neden alıyorsun ki? Burası Hz. Peygamber'in lanetine maruz kalmış bir şehirdir'
 
FATİH SULTAN MEHMED ZEHİRLENDİ Mİ?
- Fatih zehirlendi mi yoksa eceliyle mi öldü, çok açık olarak belli değil. Bazı kaynaklarda öldürüldüğünü ima eden birtakım ibareler var. O dönemi anlatan meşhur tarihçimiz Aşık Paşazade bir şiir halinde, hekimlerin Fatih'e bir şerbet verdiği, o şerbeti içtikten sonra fenalaşıp vefat ettiğini belirtiyor. Fakat o dönemdeki tıp çok ileri olmadığı için genellikle tedavi yönteminde en sık başvurulan şeylerden biri civa. Hafif hafif civa veriyorlar. Düşünün civa insanı ne yapar? Yani tedavi amaçlı bu tür maddeler verilmiş olabilir. Bu ille de zehirlendi demek değildir. Ama bu husus tam anlamıyla açıklığa kavuşmuş değil.
 
GEMİLER BİR GECEDE YÜRÜTÜLMEDİ
- Gemilerin karadan yürtülmesi olayı doğru fakat fetihte çok önemli rol oynadığı noktası biraz şüpheli. Ayrıca bir gecede indirildiği kati suretle doğru değil. Bir kayığı bile bir gecede oradan oraya indiremezsiniz. Benim tespitlerime göre daha Rumeli Hisarı yapılırken çok önceden planlanmış birşey bu. Bugünkü Dolmabahçe dolaylarından indirildiği düşünülüyor.
 
OSMANLI'DA KARDEŞ KATLİ NEDEN VAR?
- Osmanlı'da kardeş katli var ama onu ortaya koyan şartlar nedir ona bakmak lazım. Özellikle fetret devri büyük bir travma yarattı. Yıldırım Bayezid'in ölümünden sonra kardeşler birbirleriyle sürekli mücadele ettiler. Fatih devrine kadar bunun sancıları yaşandı. Fatih devrinde bile Şehzade Orhan'ın İstanbul'da bulunması çok büyük bir tehditti. Aynı zamanda batının da elinde şehzadeler bulunuyordu. Bu da devletin geleceğine bir tehdittir. Dolayısıyla Fatih kardeş katlini kanunnamesine koymuştur. Bu Hanedan'ın kendi tercihi aslında. Herhalde başka çözüm bulamadılar.
 
Ahmet Ümit - Yazar
3. KÖPRÜ ÇÖZÜM OLMAYACAK
- 3. köprü gerekli miydi? Şehir büyüyor. Bu şehri daha da büyütecek bir köprü yapmak ne kadar doğru? Hiçbir çözüm olmayacak, bir tane daha yapacağız.
 
- 3. köprü gerçekten İstanbul'un cazibesini arttıracak. Ve o bölgeye şimdiden talan başladı.
 
DAHA BİRLEŞTİRİCİ BİR İSİM SEÇİLEBİLİRDİ
- Türkiye şu an bir gerilim atmosferinde. Bu atmosferde daha birleştirici bir isim seçilebilirdi. Örneğin Mevlana, Yunus Emre, Mimar Sinan...
 
TAKSİM'DEN MECİDİYEKÖY'E KADAR KOMPLE YEŞİL ALAN OLMALI
- Bırakın Gezi Parkı'ndaki ağaçların kesilmesini, Taksim'den başlayıp Mecidiyeköy'e kadar bir park yapılması lazım. Bakın New York'taki Central Park'a. Ama bizde böyle bir bilinç yok. Yeşil alan yapalım çocuklarımız gitsin, park olsun, parkta insanlarımız otursun yok. Boş alan görmez hemen buraya bir avm bir gökdelen dikelim. Para gelsin, para gelsin, para gelsin... Böyle birşey yok. Bu gelişme değil.
- Mesele kültüre sahip çıkan bir anlayış yerleştirmek. Bu A hükümeti, B hükümetinin ötesinde birşey.
 
HAMAMDA SEMA AYİNİ YAPAN BİR KİMLİĞİZ BİZ
- Avrupa değil biz kimliğimizi kaybetmiş durumdayız. Hollywood artisti geldi diye hamamda sema ayini yapan bir kimliğiz biz. Konya'ya gidin görürsünüz Mevlana Kebapçısı, Mevlana Pidecisi... Var mı böyle birşey? Bizde kitap dünyasında yüzde 65 oranında çeviri var, İngiltere'de çeviri kitap oranı yüzde 3. Amerika'da yüzde 1. Ama sattıkları yüzden 50'nin üzerinde. Bu bilinçsizlik yapılardan, şehrine sahip çıkmamaktan başlıyor.
 
AYASOFYA'DA ATLA GEZİP FİLM ÇEKTİLER
- Biz camii yapsak yine korumayız Ayasofya'yı. Bir zamanlar Ayasofya'nın içinde Türk filmi çektiler. Cüneyt Arkın at sırtında içeride gezdi. Sizin elinizde böyle eşsiz bir hazine var ve siz içinde atla film çekiyorsunuz. Bu katliamdır.
 
FETİH FATİH İÇİN BİR VAROLUŞ MÜCADELESİ
- Fatih Sultan Mehmed İstanbul'u alarak kendi padişahlığını da garanti altına almıştır. İçeride Çandarlı Halil diye kocaman bir adam var, Osmanlı derin devleti var. Türklerle devşirmeler arasında bir savaş devam ediyor... Fatih'in 'Ey Konstantinopolis ya ben seni alacağım ya sen beni' dediği tam da budur. İstanbul'un fethi Fatih için bir varolma-yokolma meselesi.
 
ÇEMBERLİTAŞ'IN GİZEMİ
- Çemberlitaş'ın orijinal ismi Konstantin Sütunu. Dikilme nedeni Büyük Konstantin'in Roma İmparatorluğu'nun başkentini Roma şehrinden alıp bugünkü İstanbul dediğimiz şehre getirmesi. Sütunun tepesine de kendi heykelni yerleştiriyor. Bu aynı zamanda bir Apollon heykeli gibi. Kafasında yedi ışık saçan bir taç olduğu söyleniyor. 7 ışık belki de 7 tepeli olmasından kaynaklanıyor. Çünkü eski başkent Roma da 7 tepeli bir şehir. Hazreti İsa'nın çarmıha gerilmesi esnasında kullanılan çiviler, tahtalar ve Hz. İsa'ya ait bazı eşyaların getirilip bu sütunun dibine gömüldüğünden söz ediliyor. Ayrıca o dönemlerde Konstantin'i fethetmek için gelenler içeri girip Konstantin sütununa dek gelseler bile orada bir melek kılıçlanacak ve fethe gelenlerin hepsini önüne katıp kovalayacak. O yüzden fetih sırasında halk o tarafa doğru çekiliyor.
 
OSMANLI'DA İÇKİ YASAKLARI
- Osmanlı'da da içki yasakları vardı ama hep içilirdi. Osmanlı dönemindeki meyhane sayısı inanılmaz. Avrupa'da da içki yasakları var. Asıl mesele zaten içki yasaklarının olup olmaması değil bunun bir tür dayatmaya dönüşmesi. Elbette heryerde fazla içki kısıtlanıyor ama bu bir tarafa meydan okumaya, rest çekmeye dönüştüğü zaman iş çığrından çıkmaya başlıyor. Aynı şeyi 3. köprünün ismi için de görebilirsiiz. Bu yanlış. 4. Murad'ın içkiyi yasaklamasının amacı halkın toplanıp bir arada olmasını,ona bir başkaldırı olmasını engelleme amaçlı.
 
Haldun Hürel - İstanbul Tarihçisi
İSTANBUL CAZİBE MERKEZİ OLMAKTAN ÇIKARILMALI
- Kanuni Sultan Süleyman zamanında Rüstem Paşa, Mimar Sinan'ın İstanbul'a su getirme projesine karşı çıkmıştır. Neden? Çünkü eğer su getirirse Sinan, İstanbul cazip olacak ve herkes buraya gelecekti. Mevcut durumu iyileştirmeye yönelik faaliyetler yapılırken, cazibeyi arttırıcı eylemlerden kaçınmak lazım.
- Sadece köprü değil, İstanbul'a hiçbirşey yapmamak, İstanbul'a en iyi hizmettir. İstanbul bir cazibe merkezi olmaktan kesinlikle çıkartılmalı. Yaşanacak bir kent olmayacak ki rahatlayacak.
 
MİMAR SİNAN KÖPRÜSÜ OLMALIYDI
- 3. Köprü için Yavuz Sultan Selim'e gelene kadar çok isim vardı. Ben olsam Mimar Sinan ismi verirdim.
- Yavuz Sultan Selim en ufak bir sinirlenme halinde, sorgusuz sualsiz adam katlederdi. Kahhar Selim diye meşhur tabirler vardır hakkında.
 
AYASOFYA MÜZE OLARAK KALSIN
- Atatürk'ün Ayasofya'yı müzeye çevirmesi kararı çok doğru bir karar. Ben de Ayasofya'nın müze olarak kalmasından taraftarım. Çünkü benim için içini her daim rahatlıkla gezebilmek çok önemli.
 
AYASOFYA DİYE BİR ENKAZ SERGİLİYORUZ
- Ayasofya'nın dünyada eşi yok. Bir kare mil üzerinde yuvarlak bir kubbe tektir dünyada. Ve 5 yılda elle yapılmış. Ki bugünkü Ayasofya kati suretle Ayasofya değil. Biz onun enkazını sergiliyoruz şu an. Ama o bile dünyayı heyecandan titretmeye yetiyor.
 
VATAN CADDESİ FATİH'İN ESERLERİNİ YOKETTİ
- 1956-58 yıllarında Demokrat Parti zamanındaki imar hareketinde İstanbul tarihi yüzünü tümüyle kaybetti. Vatan Caddesi, Millet Caddesi, Akdeniz Caddesi... Bunlar tarihi yarımadayı mahvetti. Bu yollar açılırken kaç tane Fatih döneminden kalan eserin yokedildiğini söylesem inanmazsınız.
 
BÜYÜKŞEHİR BİNASI ÇOK ÇİRKİN
- Şimdiki Büyükşehir Belediyesi binası İstanbul'un en çirkin binalarından birisidir. Neden ayakta duruyor hala?
 
SURİÇİ KORUNSUN MODERN KENT DIŞARI KURULSUN
- Tarihi yarımadaya, surların kapısına kilit vurup, ne araba sokarım, ne o mevcut binaları bırakırım.Suriçi korunsun, yeni modern kent dışarıda kurulabilir.
 
TREN İSTASYONUNUN ALTINDA 9 BİN YILLIK KÖY
- Kaynarca tren istasyonunda rayların altına 9 bin yıllık küçük bir köy çıktı. Düşünün 10 bin yıl önce daha Marmara Deniz'i yoktu. Adalar'a yürüyerek gidiliyordu. Bu bizi AVM'lerden, köprülerden daha fazla heyecanlandırmıyorsa, daha önemli görülmüyorsa vah vah!
 
BELEDİYENİN ÇALIŞMALARINI TAKDİR EDİYORUM
- Şu andaki belediyenin çalışmalarını çok takdir ediyorum. Partiler üstü bir görüşe sahibim. Eski derbeder dokuyu düzeltmek için çalışılıyor şu aşamada. O Süleymaniye'nin yıkıntı halindeki arazisini düzeltip, yeni bir doku oluşturmaya çalışmak bence iyi bir çalışma.
 
ÇEMBERLİTAŞ'IN ALTINDA ODALAR VAR
- Çemberlitaş'ın altı boştur. Birkaç oda var. Orası Konstantin zamanında senato meydanıydı. Biz de tavuk pazarı ve esir pazarı olarak kullanmışız. Bugün tam Konstantin Sütunu'nun önünde tramvay durağı var. Olur mu?
- Sultanahmet hipodromun altı da oda odadır. Vahşi kayvan kafeslerinin bulunduğu yerler, su sarnıçları, koridorlar var.
- İstanbul'un altı üstünden zengindir aslında. Yerin altında hep su depoları, koridorlar, yollar vardır. Fetih'te yer altı savaşları oldu.
 
AKM'NİN BULUNDUĞU YER BÜYÜK MEZARLIK
- Bugün AKM'nin durduğu yer büyük mezarlıktır. Oradan Gümüşsuyu'na kadar inen, Hiilton Oteli'ne kadar yayılan bir mezarlık. Küçük mezarlık da bugün Tepebaşı, Şişhane. Hatta Pera Palas'ın önünden geçen yolun adı da Kabristan Yolu'dur. Evliya Çelebi ailesiyle birlikte orada yatar. Peki nerede mezarı? Ben İstanbul'da iki mezar arasına ip gerilip çamaşır asıldığını gördüm. Bir de gidin Haydarpaşa Askeri Hastanesi'nin arkasında bugün İngiliz toprağı olan, İngiliz mezarlığını görün. 1856'da Kırım Savaşı'nda ölen İngiliz 6 bin askerin yattığı bir mezarlık. Piknik yapmak isteyeceğiniz kadar yemyeşil bir alandır.