Skip to main content
x 

Başkanlık rejimi darbeyi önler, Kürt sorununu çözer mi?

Başkanlık rejimi darbeyi önler, Kürt sorununu çözer mi?

Başkanlık rejimi darbeyi önler, Kürt sorununu çözer mi?
Başkanlık rejimi darbeyi önler, Kürt sorununu çözer mi?

Son günlerde yine gündeme oturan başkanlık sistemi, Abbas Güçlü ile Genç Bakış'ta tartışıldı. CHP Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Süheyl Batum ve  Anayasa Hukuku Araştırmaları Derneği Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu'nun konuk olduğu Genç Bakış'ta öğrenciler sordu anayasa profesörleri sistemi detaylarını anlattı, Türkiye'ye ne kadar uygulanabileceğini tartıştı.

Türkiye’nin Amerika’ya duyduğu sempati rejime de yansıdı
Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu – Anayasa Hukuku Araştırmaları Derneği Başkanı
- Acaba sistem değiştirmeyi, parlamenter rejimden başkanlık rejimine geçmeyi Türkiye mi istiyor, yoksa Türkiye'de bazı yöneticiler mi?
- Tam da yeni anayasa yazım sürecine geçildiği sırada tepeden ortaya atılan bir başkanlık sistemi görüşü pek istenen bir gündem kaydırması değil
- Türkiye’nin geleneksel olarak Amerika’ya duyduğu sempati rejime de yansıdı. Başkanlık rejimi deyince, Amerika deyince bizi de kurtarabilir yaklaşımıyla bilen ya da bilmeyen bu sisteme bir sempati duyuyor.
- Başkanlık ya da yarı başkanlık rejimleri nedir bu konularda gerçekçi bilgiye sahip olmamız gerek. Aksi takdirde acaba bu bir özenti mi, bir taklit süreci mi sorusunu sormamız gerekir.
- Amerika'ya öykünen, taklit eden birçok devlet; Afrika ve Güney Amerika devleti başkancı rejime kaymışlardır. Bu açıdan tepeden inme bir biçimde başkanlığa geçelim şeklindeki bir girişim Türkiye için çok risklidir.
- Eyalet sistemi başkanlığın zorunlu bir gereği değildir.
- Amerikan sistemi, denge ve denetim sistemi. Siz eğer bütün mekanizmalarını getirirseniz belki Türkiye'de başkanlık sistemini de, yarı başkanlık sistemini de yaşatabilirsiniz.
- 1920 Meclisi Türkiye için çok özel ve özgün bir meclis. Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran bir meclis, anayasa hukukunda da pek benzeri yok. İkincisi laik sistem, üçüncüsü ise 1950 yılında tek partiden çok partili rejime barışçı bir biçimde geçiş. Bu Türkiye'yi siyaset biliminde ve anayasa hukukunda özgün kılan özelliklerden önde gelen üçü. 2023’te Cumhuriyet’in 100. Yılını kutlarken özgün neyimiz var diyeceğiz?

Başkanlık rejimi darbeyi önler, Kürt sorununu çözer mi?
- Başkanlık rejimi darbeyi önler, parlamenter rejimler zaten çökmek üzeredir ya da başkanlık rejimi Kürt sorununu çözer gibi bilgi temeline dayanmayan beyanları kuşkuyla karşılamak gerekir, gerçeklerle ilgisi yok.
- Fransa’nın Cezayir sorunu ile Türkiye’nin Kürt sorunu birbirinden tamamen farklıdır.
- Eğer Türkiye'de Kürt sorunu bir olgu ise bunu anayasal düzlemde çözmemiz gerekir.
- Geçen yıl seçimler sırasında ana muhalefet lideri Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik şartını ortaya koydu ağzına tıkadılar. Yerel Yönetimler Özerklik şartına karşı çıkan bir siyasal parti Kürt sorunu gibi ciddi bir soruna başkanlık ya da yarı başkanlık sistemi yoluyla nasıl çözüm bulacak?

Önemli olan yargı bağımsızlığı
- Rejim ister başkanlık, ister yarı başkanlık isterse parlamenter sistem olsun önemli olan yargı bağımsızlığı.
- Biz eğer yeni bir anayasa sürecindeysek kırmızı çizgilere sahip olmamamız gerekir.
- Bugün üniversiteler özerklik temelinde ciddi sorunlar yaşıyor. Yeni anayasada, 82 Anayasası'nda olduğu gibi üniversiteleri yine yürütmenin güdümünde bırakacaksak hiç böyle bir anayasa yapmayalım.
- Yeni anayasa yolunda üç kırılma alanı var. Birincisi din-devlet ilişkisi, ikincisi kimlikler sorunu, üçüncüsü merkez-çevre ilişkisi. Türkiye aşırı merkeziyetçi bir devlettir. Türkiye'de artık yerinden yönetim önemli.

Başkanlık sistemini isteyen sadece yüzde 5
Prof. Dr. Süheyl Batum – CHP Eskişehir Milletvekili / Anayasa Hukukçusu
- Başkanlık sistemine geçmek demek  Türkiye’nin tüm hukuksal ve idari yapısının tamamen değişmesi gerek.
- Anayasa yapım sürecinde her kesimden görüşler geldi. Bu görüşlerin içinde sadece yüzde 5 oranında başkanlık sistemine geçiş isteği var. En önemli sorun başkanlık sistemi olsaydı söylerlerdi.
- Türkiye’nin en önemli sorunu temel hak ve özgürlüklerdir.  Anayasa yazımına tam temel hak ve özgürlükler ile başlayalım derken birden başkanlık sistemi çıktı.
- Dikkat edin Türkiye’de ne zaman güçlü bir kişi 5-6 sene başbakanlık yapsa hemen ortaya başkanlık sistemini atar.
- Temel hak ve özgürlükler Türkiye'de gerçekten uygulanabiliyor mu? Bugün açın anayasayı mesela 'Basın özgürdür' diyor. Şimdi basın özgür mü?
- Anayasa mahkemesi ve tüm mahkemelerin yetkileri daraltıldı daraltıldı buraya geldik. Şimdi bu yargının başında Adalet Bakanı var. HSYK'da Adalet Bakanı tarafından atanan 5 bürokrat var. Dolayısıyla bugün bu yargıyı düzeltmeden, siyasal iktidarların etkisi altında olmaktan çıkartmadan anayasa yapabildik denebilir mi?

Türkiye bu konuya kilitlendi ama  Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda biz bunu hiç tartışmıyoruz
- Rahmetli Turgut Özal zamanından beri siyasetçiler çıkar 'Başkanlık sistemi çok iyidir. Zaten biz 600 yıl başkanlık sistemi uyguladık' derdi. Uyguladığımız başkanlık sistemi değil, padişahlık sistemi. Başkanlık sisteminin padişahlık sistemiyle benzeyen tek yönü bile yok.
- Türkiye’nin en büyük gazetelerinden birinin genel yayın yönetmeni bundan 20 sene önce 'Başkanlık sistemine geçsek,bir krizde başkan gelse meclisi feshetse, olaya çözüm getirse ne güzel olur' dedi. Başkanlık sisteminin bir özelliği var, fesih mekanizmasının olmaması. Yani bilmediğimiz bir sistemi tartışıyoruz.
- Maalesef Türkiye’yi bu konuya kilitlediler ama emin olun Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda biz bunu hiç  tartışmıyoruz.
- Başkanlık sisteminin özelliği şudur; yasama, yürütme birbirinden tamamen ayrı olacak. Birbirini dengeleyebilecek, frenleyebilecek. Bunu anlayamayanlar bugün başkanlık sistemine geçelim diyorlar. Parti olgusuyla ya başkan bütün güçleri elinde toplar ya da tamamiyle meclisle ayrı düşer hiçbiri kendi işlemlerini yapamaz. Düşman olur kavgaya başlarlar. Biz o yüzden bu sistem uygulanamaz diyoruz.

Başbakan'a başkanlık sistemine geç hem partiye hem sisteme hakim olursun diyorlar
- Birleri sayın Başbakan'a diyor ki sen cumhurbaşkanı olacaksın güzel ama Bülent Arınçlar filan bekliyor, partiye hakim olamazsın. O zaman sen başkanlık sistemine geç hem partiye hakim olursun, hem de başbakan gibi bir adam olmaz partinin de sistemin de başında olursun.
- 2005'te Tüpraş'ın yüzde 69'u 1 milyar 250 milyon dolara satıldı. Petrol-İş Danıştay'a başvurdu, iptal edildi. İptal edildikten sonra aynı Tüpraş'ın bu kez yüzde 51'i 4 milyar 500 milyon dolara satıldı. Arada 3 milyar dolar var. Kim hata yaptı? Tekel'in içki bölümü  250 milyon dolara satıldı, alan daha parasını ödemeden 950 milyon dolara bir başkasına sattı. 1.5 yılda 700 milyon dolar kar etti. Konya'daki Sümerbank bir şirkete 1 milyon dolara satıldı. Arkasından Anayasa'ya bir değişiklik geldi. Artık İdare Mahkemeleri kamu yararı kavramını kullanarak iptal kararı veremeyecek. Nasıl o gün bu değişiklik geldiyse bu gün de birileri istiyor diye başkanlık sistemi Türkiye'nin gündemine taşınmak istiyor. Bunu bilin yeter.

Yargıya ve hukuka güvenin tamamen ortadan kalkmış olması son derece sağlıklı
- Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde,  hiçkimse kaçma delilleri karartma veya kamu düzenini açıkça ihlal etme tehlikeleri olmadıkça tutuklu olarak tutulamaz. Hatta eğer kaçacağını söylüyorsan nasıl kaçacağını, delilleri nasıl karartacağını da söylemek zorundasın. Ama Türkiye'de insanlar 4 yıldır içeride. Üç parti oturduk anlaştık, biz bunu uygun görmedik dediler.  Dünyanın her yerinde bunlar olabilir ama ben anayasa yaparken bir ceza hukuku profesörü bana; 'hükümetimiz zaten tutukluluk sürelerini kısalttı, 5-10 yılla sınırladı' dedi. Bir ceza hukuku profesörü dünyanın hiçbir yerinde 10 yıl tutukluluk olmadığını bilmiyor. Bu adamların olduğu ülkede halkın bilmiyorum başkanlık sistemi ne getirir diye sorması normaldir.
- Şu anda yargıya ve hukuka güvenin tamamen ortadan kalkmış olması son derece sağlıklı bir yaklaşım. Bunun en sağlıksız yönü; 'eskiden de böyleydi, bize bu kadarı yeter, boşverin idare edin' yaklaşımıydı.
- Yargı'nın alanı 1971'den beri inanılmaz daraltılmıştır. Genişletmek gerek. Deniz Feneri savcıları görevden alındı, şu anda Deniz Feneri savcılarına istenen ceza o davadaki faillere istenenden kat be kat fazla.
- Özel Yetkili Mahkemeler'in kalmasına imkan veren bir anayasayı hiç yapmayın daha iyi. Anayasa Mahkemesi'nin oluşumu mutlaka değişecek.