Skip to main content
x 

Pınar Kür, Genç Bakış'taydı!

Kür: Twitter'ı Başbakandan önce ben yasakladım!

Pınar Kür, Genç Bakış'taydı!
Pınar Kür, Genç Bakış'taydı!

Usta yazar Pınar Kür dün gece Abbas Güçlü ile Genç Bakış’a konuk oldu, Işık Üniversitesi öğrencilerinin sorularını cevapladı, çarpıcı açıklamalar yaptı. 

TWITTER’I BAŞBAKAN’DAN ÖNCE YASAKLADIM
 - Ben Twitter’ı Başbakan’dan çok önce yasakladım. Çünkü öğrencilerim derse giriyorlar, kitabını okumamış, dersini çalışmamış, ellerinde telefon Twitter’la uğraşıyorlar. Orada derinlikli bir iletişim gelişmiyor. Ama ben senelerce Twitter’a girmedim, yasak gelince ben de kullanmaya başladım ve kendimi kaptırdım ben de. 

BIRAKIN TWITTER’I SURİYE İLE SAVAŞI KONUŞALIM
- Seçime gidiyoruz ama herkes İstanbul için ne yapabilirim, kime oy vereyim diye düşünmek yerine Twitter’ı konuşuyor. Bu gündem değiştirmedir. Bırakın, nasıl olsa giriyorsunuz zaten, bırakın konuşmayın onu. Daha önemli meseleler var. Mesela Suriye ile savaşa girecek mi Türkiye benim en çok korktuğum şey o. 

YETMEZ AMA EVET DİYENLER AĞLAŞSIN ŞİMDİ
 - Başbakan daha ilk geldiğinde açıkça söyledi; demokrasi bir tramvaydır, istediğin durakta inersin dedi. Ama bizim bazı liberal aydınlarımız yok öyle demek istemedi, o değişti diye kendi kafalarından Başbakan’ı değiştirdiler. Başbakan’ın son referandum sonrası aklına eseni yapmasının sebebi o ‘yetmez ama evet diyen’ aydınlardır. Ki onların hepsini sonra bir takım gazetelerden kovdurdu. Hadi halkın aldanmışlığını kabul ediyorum ama o yetmez ama evet diyenlerin aldanmışlığı filan yok. Şimdi de ağlaşmak onlara düşüyor.  

KENDİNE SAYGISI OLAN HIRSIZLIK DA HAKSIZLIK DA YAPMAZ
- İnsanın önce kendine saygı duyması lazım. Kendine saygı duymazsa başkasına duymaz. Kendine saygısı olan insan da yalan söylemez, hırsızlık yapmaz, kimseye haksızlık yapmaz. Ben lise hayatım boyunca hiç kopya çekmedim. Çünkü Amerika’da okudum ve hiç kimse kopya çekmiyordu. Öyle bir fikir yok akıllarında. Amerika’da kopya çekmek çok büyük bir ahlaki kabahat olarak görülüyor

12 EYLÜL’DE BİLE DAYANIŞMA VARDI, ŞİMDİ KOVULAN KOVULDUĞUYLA KALIYOR
- Ben 12 Eylül döneminde üniversiteden uzaklaştırıldığımda yayın evleri bana gel bizde çalış dediler hemen. Yani 12 Eylül’de bile bir dayanışma vardı şimdi o dayanışma kalktı. Şimdi aynı şey bir gazetecinin, akademisyenin başına geldiğinde ortada kalıyor. Kimse ona elini uzatmıyor. Kovulan kovulduğuyla kalıyor. 

BAŞBAKAN’IN AYAĞINA NASIL GİDERLER?
 - Ben Çetin Altan ve Yaşar Kemal’e Başbakan’ın elinden Kültür ve Sanat Büyük ödülü aldıkları için kızdım. Çetin Altan’ın hayatının yarısı hapiste geçti. Şimdi sanatın her türlüsüne karşı bir Başbakan var. Daha belediye reisiyken  bale bel altı sanatı dedi,  şimdi AKM’yi kapattı, şu an orası karakol gibi bir şey oldu. Bale, tiyatro, opera hepsini yok edecek bir kanun çıktı. Çünkü bunların hiçbirisini sevmiyor, hayatında hiç gitmemiş. Sanata ihtiyaç hissetmiyor. Bir insan sanata ihtiyaç hissetmezse benim hissetmemi de anlamayabilir. Koskoca bir Çetin Altan ve Yaşar Kemal de kalkıp onun yağına gitmemeli bence.

BUGÜNÜN ROMANINI GENÇLER YAZACAK 
- Bugünün romanını gençler yazacak. Ama biraz zaman geçmesi lazım. Ayrıca bugünkü olaylar roman malzemesi olarak kötü. Dramatik aynı zamanda da komik. - Benim şu anda yazdığım roman 2012’de bitiyor. İçinde bulunduğumuz yüzyılda Türk toplumunun yavaş yavaş nasıl değiştiğini ve o değişimin yokluğa doğru gittiğini anlattığım bir roman bu. Ama 2012’den sonra olanların nasıl yazılabileceği hakkında bir fikrim yok. 

GEZİ BANA TEMİZ HAVA GİBİ GELDİ
 -  Bu ülke gençleri hiçbir zaman çok fazla dikkate almadı. Gençliğin enerjisinin yarattığı korkuyu son zamanlarda çok iyi gördük. Gezi olayları bana birden bire temiz hava gibi geldi. Gezi’ye gittim, onlarla konuştum, onlara kitap götürdüm. Gezi bana tekrar bir ümit verdi. Enerjinizi hem kendi hakkınızı hem başkalarının hakkını aramak için kullanın. Genç olarak boyun eğmeyeceksiniz. 

İTİRAZ EDİN, KARŞI ÇIKIN
 - Genç insanın en önemli vasfı karşı çıkmaktır. En azından annenize babanıza itiraz edin, karşı çıkın. Her söyleneni kabul etmeyin. Ama laf olsun diye itiraz değil, bir şeye dayanarak itiraz edin. İtirazı olmayan gerçek bir edebiyatçı da olamaz. 

- Ama çok fevri olmamak lazım. Ve her türlü aksiyonun altında bir teorik yapı olmalı. 

SİYASİLERİN ÜSLUBUNA ŞAŞIRIYORUM
 - Siyasetçilerin üslubu beni çok şaşırtıyor. İnönü, Menderes, Demirel, Ecevit… Beğenelim, beğenmeyelim birbirlerine hep beyefendi diye hitap ederlerdi. Ben hayatımda kimseye şerefsiz, ahlaksız demedim çok ağır sözler bunlar. Ama siyasiler çıkıp bunları öyle rahatça söylüyorlar ki şaşıyor insan.  

GAZETELER TEKNOLOJİYE DE BAŞBAKAN’A DA YENİLDİ
- Şimdi her şey tabletlerde. Gazeteler de teknolojiye yenildi, ama biraz da Başbakana yenildi.  

BEN HALA SOLCUYUM
 - Artık Marx mı kaldı,  komünist mi kaldı deniyor ama bakın Marx’ın söyledikleri hala oluyor. Ben hala solcuyum.

ARTIK İSTANBUL’DA YAŞAMAK İSTEMİYORUM
- Herkes İstanbul’a geliyor. Her yerde gecekondu yapılmasına izin veriliyor. Bunun dünyada örneği yok. Kent karakterini kaybediyor. Dünyanın bütün büyük şehirlerinde büyük parklar var. Yeşilliği olmayan büyük kent yok. İnsanlar bir takım ekonomik mecburiyetlerden dolayı İstanbul’a geliyor. Bunu çözmek gerek. İnsanların kendi doğdukları yerde geçinebilmeleri gerekir. Ben de artık İstanbul’da yaşamak istemiyorum.

SEÇİLME YAŞI OLARAK 25 ERKEN
 - Ben seçilme yaşı olarak 25 yaşı erken buluyorum. Siyasi açıdan, bütünleştirici bir fikir sahibi olması açısından erken bir yaş.

PARLAMENTONUN YARISI KADIN OLMALI
 - Türkiye’nin yarısı kadınsa, parlamentonun da yarısının kadın olması gerek. - Kadınlarımızın büyük çoğunluğunda öğrenilmiş çaresizlik var. Yani ne yapsam birey olmayacak diye düşünüyorlar. Bu da küçük yaştan itibaren aileler tarafından yapılan telkinlerden dolayı oluyor. Bundan kurtulmamız gerek. 

BİZDE KİTAP SATIŞ BİÇİMİ YANLIŞ
 - Bizde kitap satış biçimi yanlış. Sadece çok satan kitapları bulunduruyor kitapçılar, diğerlerini isterseniz getiriyorlar. Kitapta satışa bakmamak gerek.

PAZAR KAZANMAK İÇİN YAZAR OLUNMAZ
- Yazarlık aşk işidir. Para kazanmak için yazar olmak çok komik bir şey. Sırf para kazanmak için bu işe başlayan reklamcı olur, dizi yazar. Ama gerçek edebiyatçı yazmadan yaşayamadığı için yazıyor. 

Bölümün tamamını izlemek için TIKLAYIN!