Gecede, Erol Evgin'in gözyaşlarını tutamadığı duygusal anlar da yaşandı.
İşte programın özeti;
İnsan diyeti yapıyorum
İnsan diyeti yapıyorum
- Her sabah yüzümü sodayla yıkıyorum iyi geliyor, hem uyandırıyor da.
- 43 yıldır kariyerimde aklım ve duygularımla yol aldım. Daha çok duygularımı kullandım. Çünkü önünüze dosya olarak gelen bütün projeler karlıdır. Ama duygularınızı kattığınız zaman o işin iyi olmayacağını hissedersiniz. İnsan diyeti de böyle birşey. Bakıyorum ki ben o insanla yol alamayacağım, kusura bakma sana vakit ayıramayacağız özür dileriz deyip ayrılıyoruz. Bu insan diyeti.
- 43 yıldır kariyerimde aklım ve duygularımla yol aldım. Daha çok duygularımı kullandım. Çünkü önünüze dosya olarak gelen bütün projeler karlıdır. Ama duygularınızı kattığınız zaman o işin iyi olmayacağını hissedersiniz. İnsan diyeti de böyle birşey. Bakıyorum ki ben o insanla yol alamayacağım, kusura bakma sana vakit ayıramayacağız özür dileriz deyip ayrılıyoruz. Bu insan diyeti.
Diziler şehzade sünneti gibi
- Çağan Irmak'ı çok beğeniyorum. Şimdi film yapsam onunla çalışmak isterdim.
- Dizi izleyemiyorum çünkü 90 dakika çok uzun. Bir de özeti var. Şehzade sünneti gibi 7 gün 7 gece sürüyor.
Yeni yapılan camiiler birer kopya
- Türkiye'de kentlerimiz maalesef çirkin. Betonarmenin kötü kullanımı, kaçak yapılaşma ve tabela kirliliği var. Çok çirkin herşey. Osmanlı'yı, Selçuklu'yu düşünüyorum, o binaları, anıtları yapan insanların çocukları, torunları nasıl bu kadar kötü şeyler yapıyorlar şaşırıyorum. Plazalar filan zaten tamamen yurtdışından kopya yapılan işler.
- Yeni yapılan camiileri de iyi bulmuyorum, onlar da 16. yüzyılın kopyası, hem de kötü kopyaları.
Eurovision'a katılmıyorsak Birleşmiş Milletler'den de çıkalım
Eurovision'a katılmıyorsak Birleşmiş Milletler'den de çıkalım
- O kararı ben veriyor olsam bu yıl Eurovision'a katılırdım. Çünkü Türkiye'yi tanıtmak adına önemli birşeydi. Birleşmiş Milletler'de de bazı ülkelerin veto hakkı var o zaman Birleşmiş Milletler'den de çıkalım.
Bugün Erol Evgin olamazdım
- Bugün olsa Erol Evgin olacağımı hiç zannetmiyorum. Bugün için daha zor. 1969'da ilk plağım çıktığında ben saçı sakalı düzgün, efendi bir üniversite öğrencisiydim. Anneler çocuklarına beni örnek gösterirlerdi. Ama şimdi herşey çok değişti. 70'li yılların ruhuyla 2000'li yılların ruhu çok farklı. Eskiden yaza damgasını vuran şarkı diye bir tanım yoktu. Şarkılar yıllarca söylenirdi. Dönemlerin ruhunu, şarkılar türküler yansıtıyor. Şarkılar aynadır.
Oğlum beni süslü ve rüküş buluyor
- Oğlum Murat Evgin'le son albümümüzü yaptık, kliplerimi çekiyor, birçok iş yapıyor bana. İki neslin birarada çalışması kolay değil. Bizi demode buluyor. Giyimimi fazla süslü ve rüküş buluyor. Ama oğluyla çalışmak insanın ömrünü uzatıyor.
İlkbaharda yeni single ve genç sanatçılarla düet
- Ben, benim yaşımda üretim yapan iki üç kişiden biriyim. Beni canlı tutuyor. İlk baharda da iki şarkılık bir single yapacağım. Sonrasında bizim 35-40 yıldır söylediğimiz efsane olmuş şarkıları genç sanatçılarla birlikte söylemeyi düşünüyorum.
Sol çizgideyim
- Genel olarak bir sol çizgideyim. Atatürk'e ve devrimlerine, Cumhuriyet'in kuruluş felsefesine sonuna kadar inanan bir insanım. Türkiye'nin geliştiğini ve büyüdüğünü düşünüyorum. Daha da büyüyüp gelişecek, bu yaşadığımız çalkantılar da olacak, çok doğal.
Arabesk müzik iyi, arabesk tavır kötü
- Bazılarını çok, bazılarını az seviyorum ama her türlü müziği dinliyorum. Arabesk müzik olarak fena değil. Güzel ezgiler onlar da. Ama bir tavır olarak arabesk hoş değil. Sadece müzik değil herşeyde arabesk var.
Mimar Erol Evgin...
- Dünyaya yine gelsem, yine mimar olup şarkı söylerdim.
- Mimarlık eğitimimi rahmetli babam şart koşmuştu. Kolunda bir altın bilezik olsun diye. İyi ki de öyle yapmış. 80'li yılların ortasında çok arabesk bir ortam vardı ve ben artık istediğim gibi çalışamaz olmuştum. O zaman eşimle birlikte bir mimari büro açtım ve 20 yıl mimarlık yaptım.
- İstanbul dünyanın en güzel kenti. Coğrafyasıyla doğal güzellikleriyle kaosuyla herşeyiyle güzel. Ama biz İstanbul'a hiç bakamıyoruz. Son 50 yılda 15 misli göç alan dünyanın başka hiçbir kenti yok.
Ölçü, denge ve neşe...
- Hayatta en önemli şeylerden biri neşe. Neşeyi hiç unutmayın. Çünkü insan zamanla herşeyi edinebiliyor ama bir bakıyorsunuz neşe gitmiş. Ölçü ve denge de çok önemli. Ben hep ölçülü ve dengeli olmaya gayret ettim.
Gençler seviyor biz de saygı duyuyoruz
- Şimdi herşey daha çabuk tüketiliyor sanatçılar kalıcı değiller.
-Dönemlerin ruhları var. Günümüzde de kentin sesi, ritmi o kadar yüksek ki müzikler de yüksek ritimli. Daha çok atmosfer yaratmak insanları belli mekanlarda harekete geçirmek, bedenleri sallamak üzerine yapılan işler hakim. Gençler de bunu seviyor biz de saygı duyuyoruz.
Sezen Aksu'nun sırrı
- Sezen'e soruyorum 'nasıl yapıyorsun bu kadar güzel şarkıları' diye. Bana 'Senin anlaman çok zor Erolcuğum çünkü 40 senedir aynı kadınlasın' diyor.
Demokratikleşme kolay değil
- Demokratikleşme yolunda Türkiye ilerliyor ama demokratikleşmek kolay bir iş değil. Ortalama 8 yıl eğitim, 10 bin dolar da gayrisafi milli hasıla ister.
Üniforma sivil hayatın dışına çıksın
- ODTÜ konusu çok tartışıldı, konuşuldu. 60'lardan beri bazen asker, bazen polis, üniformayı hep üniversite öğrencileriyle karşı karşıya getirdiler. Bunun bir çözümü olmalı. Şiddet hiç iyi birşey değil. Üniformayı biraz sivil hayatın dışına çıkarabilsek iyi olur. Öğrencilerimizin de tabii protesto hakları vardır ama şiddet uygulamamaları gerekir.