Abbbas Güçlü ile Genç Bakış 'münazara' Çarşamba gecesi, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü'nden canlı yayınla ekrana geldi. "Türkiye'de nükleer santral kurulmalı mı?" konusunun tartışıldığı programda, takımlara bu kez uzman koçlar eşlik etti. Evet Takımı'nın koçu ODTÜ Öğretim Üyesi Prof.Dr.Osman Sevaioğlu, Hayır Takımı'nın koçu ise Elektrik Mühendisleri Odası Enerji Çalışma Grubu Başkanı Musa Çeçen'di. Çok çekişmeli ve renkli geçen tartışmanın kazananı yüzde 58 oy oranıyla 'Türkiye'de nükleer santral kurulmamalı' diyen Hayır Takımı oldu.
İşte tartışmanın dikkat çeken argümanları;
EVET TAKIMI
Oğuz Çomakoğlu - Kimya Mühendisliği Bölümü
Muhammet Türkmen - Kimya Mühendisliği Bölümü
Koç : Prof.Dr.Osman Sevaioğlu - ODTÜ Öğretim Üyesi
- Enerji bir ülkenin geleceğini ilgilendirir. Elektirik olmadan yaşam olmaz. Dağ başında tavuk yetiştirip, kuyudan su çekerek yaşamanın devri geçti. Herşey elektriğe bağlı.
- Nükleer enerji Türkiye için bir zorunluluk. Enerji ihtiyacı her sene büyüyor. Çok fazla alternatifimiz yok. Kömürü istemiyoruz, doğalgazdan herkes şikayetçi. HES'lere de herkes karşı. Rüzgar ve güneş enerjisinin hepsini kullansak dahi ihtiyacımızı karşılayamayız.
- KYOTO Protokolü'nde bahsedilen gazların salınımı açısından en temiz, sürekli ve yüksek verimli bir enerji kaynağına ihtiyacımız var. Bu da nükleer santral.
- Şubat ayında TEİAŞ' ın elektrik santralleri birkaç dakikalığına devre dışı olduğu için o gün o saatte arz talep dengesi bozuldu. Devreye girecek yedek santral bulunamadı ve birkaç dakika yüksek fiyatlı enerji santralinin elektriği kullanıldı. Eğer bir nükleer santral olsa bunlar olmazdı.
- Nükleer santral ile 22 milyar dolar döviz rezervi gelecek ve cebimizden 5 lira çıkmayacak.
- Nükleerin atığı bile yüzde 94 oranında tekrar kullanılabiliyor.
- KYOTO protokolü bu ülkenin kömürlerine kurulan idam sehpasıdır. Bunu imzalamamız için çok büyük imkanlar almamız gerekirdi. Hiçbirini almadık.
- Türkiye’deki tüm ampulleri tasarruflu ampullerle değiştirdiğimizi düşünün; 15 milyar kw saat tasarruf yaparız. Bu ancak, bu seneki enerji talep artışını karşılar. Seneye ne yapacaksınız?
- Biz cari açığımızın yarısını enerji için harcıyoruz. Rusya’yı İran’ı zengin etmek yerine Türkiye’ye döviz akışını arttırarak cari açığımızı azaltmamız gerek.
- Neden başkası için tehlikeli olmayan bizim için tehlikeli? Paris’i 55 milyon turist ziyaret ediyor ve 4 tane nükleer reaktör var. Onçarın turistine birşey olmuyor da bizimkine mi olacak?
- Biz nükleerde ilk treni kaçırdık. Gelişmiş ülkeler, gelişmiş reaktörlere sahipler. Şimdi ikinci tren geldi, bu treni kaçırmamalıyız. 1998'de treni kaçırmasaydık o anki en kötü teklifte bile şu an enerji tasarrufunda yüzde 40 oranını yakalamıştık.
HAYIR TAKIMI
Aykut Hocaoğlu - Elektronik ve Haberleşme Bölümü
Gökhan Güler - Mimarlık Bölümü
Koç : Musa Çeçen - Elektrik Mühendisleri Odası Enerji Çalışma Grubu Başkanı
- Türkiye'de nükleer santral kurulmamalı çünkü bizde güvenlik kültürü yok.
- Türkiye’de nükleer santral dayatması teknik bir ihtiyaçtan değil, siyasi bir tercihten kaynaklanıyor.
- Tüketim çılgınlığı yüzünden üretim çılgınlığına da bulaştık. Sürekli enerji üretimine çalışıyoruz. Bunun sonu nereye varacak? Neden enerji üretimini arttırmak yerine tüketimimizi azaltmıyoruz?
- Binalar doğru tasarlanmıyor ve konutlarda enerjinin yüzde 40’ını harcıyoruz. Eğer doğru binalar tasarlanırsa bu oran yüzde 20’ye düşürülebilir.
- Sanayide üretim esnasında açığa çıkan ısıyı dışarı vermek yerine çevredeki konutların ısınması sağlanabilir ama yapamıyoruz.
- Toplum, 'bunu kabul etmezseniz enerjisiz kalacaksınız' diyerek, şişirilmiş rakamlarla ikna edilmeye çalışılıyor.
- Şubat 2012'de elektrik fiyatları 1 saatte 20 kuruştan 2 liraya çıkarıldı. Bunlar mı güvenli santral kuracaklar?
- Elimizde nükleer enerjinin ucuz olmadığını söyleyen Sayıştay raporu var.
- Bu nükleer santrallerin zararlı olduğunu anlamanız için daha kaç Kazım Koyuncu feda edeceğiz?
- Yıllar sonra doğadan korunmaya başlayacağız. Çocuklarımızı kırlara bahçelere çıkaramayacağız. Yaşanır mekanlar üretsek daha iyi değil mi? Bu kadar para hırsı niye?
- Küreselleşen sermaye güçleri bizi tüketim çılgınlığıyla beraber nükleer enerji noktasına getirdi.
- Bizim küresel sermayeye değil Türk halkına hizmet eden bir enerji politikasına ihtiyacımız var.