İşte dün geceki Genç Bakış'ın geniş özeti;
Şiddete başvuran zavallı erkekleri yalnızlaştırmalıyız
- Şiddetle mücadeleyi sadece kendi aramızda konuşup tartışmamalıyız. Bu işi erkeklerin dünyasına da taşımalıyız. Şiddete başvurmayan erkeklerin de desteğini alıp, şiddete başvuran zavallı erkekleri toplum içinde yalnızlaştırmalıyız.
- Biz şu an temel bir yasal altyapı oluşturuyoruz. Şiddet uygulayan erkeğin evden uzaklaşması temeline oturan kanunu 30 maddelik bir yasaya dönüştürüyoruz. Bu Bakanlar Kurulu'nda imzaya açıldı önümüzdeki hafta Meclis'e gidiyor.
"Ruh sağlığı bozulmuş mudur?" gibi bir soru kabul edilemez
- 15 yaş altında istismara uğramış bir çocuk ruh sağlığı bozulmuş mudur diye bir teste tabii tutuluyor. Bu kabul edilemez. Bunun değiştirilmesi ile ilgili gerekli olan yasal altyapıyı oluşturduk.
Cezaların arttırılması yetmez
- Şiddet ve istismarın önlenmesinde koruyucu ve önleyici tedbirleri önemsiyoruz. Cezaların arttırılması önemli bir yaptırım ama yeterli değil.
Türk Ceza Kanunu'nda 102, 103 ve 104. maddelerde yapılması gereken değişimler var.
Kız çocuklarına evlenmekten başka yol kalmıyor
- 12 yıl zorunlu eğitimi çok önemsiyoruz. Bunu önümüzdeki yıl mutlaka hayata geçirmemiz gerekiyor.
- Özellikle temel eğitimde yüzde 98 gibi bir oran sağladık. Bu hepimizin başarısı. Fakat orta eğitime geçince bu oran yüzde 68'e düşüyor. Eğer kız çocuklarına meslek edindiremezseniz, yaşamında eğitimi kesildiği zaman yerine başka bir aktivite koyamazsanız toplumsal baskı ve çevrenin etkisiyle kendisine evlemekten başka bir yol bulamıyor.
Her ailenin bir sosyal uzmanı olacak
- Aile Sosyal Destek Uzmanlığı projesi aile hekimliği sisteminin sosyal uzmanlık modeli. Bu proje ile her ailenin bir uzmanı olacak. Şu anda 3 ilde pilot çalışma başlıyor. Bu modeli hayata geçirdiğimiz zaman kademeli olarak toplamda 8 bin uzman alacağız. Sosyal Bilimler mezunu arkadaşlarımızı bölüm ayırmadan alacağız. 3 ay içerisinde alımlarla ilgili süreci başlatıyoruz. Bunu bakanlığın internet sitesinden de yayınlayacağız. Önce 3 bin kişi alacağız. KPSS'de 60 üzerinde alan kişiler mülakata alınıp değerlendirilecek. Sosyolog arkadaşlar rahat olsunlar yeterinde sosyolog da iletişimci de alacağız.
Beni bakan yapan şey fırsat eşitliği
- Ben işçi emeklisi bir babanın evladıyım. Aile olarak ortalama Anadolu insanından hiçbir farkımız yok. Beni bugün bakan yapan şey fırsat eşitliği. Ailem bana o fırsatı verdiği için bugün buradayım. O yüzden kız çocuklarına mutlaka eğitimde fırsat eşitliği verilmeli. Benim hayatım birçok genç açısından bir rol model. Ben olamam diye birşey yok. Ben bakan olduğuma göre herkes olabilir.
Başörtüsü ve katsayı sorunu olmasaydı Lizbon kriterlerini yakalardık
- İstihdamda kadın oranı yüzde 24'tü. Biz bir takım pozitif ayrımcılıklarla bu oranı zorla yüzde 30'a çıkardık. Eğer başörtüsü ve katsayı sorunu gibi sorunlar olmasaydı bugün bu oranda Lizbon kriterlerini yakalamış olabilirdik Dolayısıyla biz her türlü yasağın yok edildiği bir toplumu hedefleyerek hareket ediyoruz. Bugün yasal olarak birşey değişmemesine rağmen uygulamada bu sorunların düzelmiş olması da ülkenin demokratikleşme mücadelesinde önemli bir sorun alanını geride bıraktığını gösteriyor.
Evlilik araba kullanmaktan daha önemsiz değil
- Evlilik öncesi eğitim çalışmamız var. Buna toplumda talep var. Ehliyet almak için kursa gidiyorsunuz. Evlilik araba kullanmaktan daha önemsiz değil. Evlilikte iki insanın beraber yaşamasının getirdiği bir takım sorunlar olabiliyor, özellikle ilk 5 yılda. Bizim amacımız bu süreci nasıl yöneteceklerini anlatmak.
Jakoben bir sisteme karşıyız
- Sayın Başbakanımız devletin görevi dindar nesil yetiştirmek demedi. Bizim devletin üzerinden toplumu dizayn etmek gibi bir derdimiz yok. Tepeden indirmeci, jakoben bir sisteme kesinlikle karşıyız. Sayın Başbakan'ın o cümlesinin sağına, soluna birşeyler ilave edip işte bunların niyeti buydu demek abesle iştigal. Biz bir cümle üzerine korkular üretilen bir Türkiye istemiyoruz.
Eş durumundan tayin sorununa alternatif çözümler geliyor
- Öğretmenlerin eş durumundan tayinleri yapıldı ve devlette çalışan, bundan dolayı da çok büyük sorun yaşayan ailelerin sorunları giderildi. Bunu çok önemsedik, takip ettik. Ama yeterli değil. Ailelerin parçalanmalarını yanlış buluyorum. Bir arada olmayan ailenin ne anlamı var. Ama şu da bir gerçek ki insiyatife bırakıldığı zaman özellikle doğu ve güneydoğu tercih edilmiyor. O zaman o bölgedeki eğitim ve sağlık hizmetlerinde çok ciddi sorun yaşıyoruz. Yani bizim dengeli bir şekilde hem aileyi parçalamadan hem de herkesin eşit bir şekilde yaşamasına imkan sağlayacak alternatif modeller üretmemiz, bireye seçim hakkı vermemiz gerekiyor. Bu modelin Ömer Dinçer'in gündeminde olduğunu biliyorum.
Van'ın kalıcı konutları Ağustos'ta hazır
- Van'da her çadırı tek tek dolaştık, 40 bin kişiye birebir ulaştıp ihtiyaçlarını sorduk. 2600 çocuk ve kadına psikolojik destek verdik. Engelli vatandaşlarımızı ve ailelerini batıdaki illere gönderdik. Bakanlık olarak 36 bin kişinin transferini yaptık. Bunlar elbet yeterli değil. Kalıcı konutlar önemli. TOKİ şu anda kalıcı konutların temelini attı. Ağustos'ta bitecek. Konteynerlara yerleşme oranı da yüzde 75. Asla pembe gözlüklerle bakmıyorum ama hiçbirşey yapılmadı demek de çok büyük haksızlık olur.
Herkesin ihtiyacını yönetebilecek altyapımız var
- Barınma, fiziksel destek, eğitm... Kimin ne ihtiyacı varsa yönetebileceğimiz kurumsal altyapımız var. Buna rağmen çocuklar hala köprü başlarında mendil satıp, cam siliyorsa bu çocuk istismarıdır. Biz o çocuklarımız okulda ailelerinin yanında olsunlar diyoruz. Buna rağmen anne baba hala buna direniyorsa o anne babanın ceza alması sağlanıyor. Çünkü büyüklerin bu istismara hakkı yok.
990 bin anneye biz eğitim desteği
- Biz 990 bin anneye biz eğitim desteği vermişiz. Bu rakam o kadar yüksek ki ben bunu Davos'ta anlattığım zaman şaşırdılar tercüme hatası sandılar.
- Sağlıkta dönüşümle artık her doğan çocuk sigortalı doğuyor. Bu sistemle anne ve çocuk ölümleri oranınında Avrupa Birliği ortalamalarını yakaladık.
İthal ürünlere karşı yeni teşvik modeli
- Bölgesel kalkınma çok önemli. O yüzden şu an bölgesel ve sektörel teşvik dediğimiz bir sistemi uyguluyoruz. Yani maliyetlerin düştüğü daha az verginin ödendiği bir sistem. Mesela Antep'te üretim yapan birisi Hakkari'ye göre daha fazla İstanbul'a göre daha az vergi ödüyor. Bakanlar Kurulumuz da şu an ithal olarak getirilen ürünlerin burada üretimini sağlayacak yeni bir teşvik modeli üzerinde çalışmasını tamamlamak üzere.
