Skip to main content
x 

Öğrecilerle öğretmenler dert yandı

"24 Kasım'da" öğretmenler sevinçli değil, dertliydi!

Öğrecilerle öğretmenler dert yandı
Öğrecilerle öğretmenler dert yandı

Abbas Güçlü ile Genç Bakış'ın dün gece ekrana gelen bölümünde A'dan Z'ye eğitimin tüm sorunları tartışıldı. CHP Grupbaşkanvekili Muharrem İnce ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk'un konuk olduğu programa KPSS'de yaşanan skandal ve öğretmenlerin yaşadığı sorunlar damgasını vurdu.  Ankara Atılım Üniversitesi'nden canlı yayınla ekrana gelen program saat 05:30'a dek devam etti.

İşte programdan satırbaşları;


Muharrem İnce – CHP Grup Başkanvekili


FATİH Projesi'nden önce projeye ne oldu?

- FATİH Projesi'ni araştırdım. Bu projede Başbakan var, Nimet Çubukçu var ama uzmanlar, psikologlar, eğitim sosyologları yok. Peki nasıl olacak, bu teknolojiden nasıl yaralanacağız?

- Akıllı tahta olayını dershaneler 10 sene kullandı vazgeçtiler yakında yine tebeşire dönerlerse şaşırmayın.

- Önemli olan eğitimin niteliğini arttırmaktır. Derslik yapmak,  bilgisayar almak en kolay iştir. 8 yılda eğitimin niteliği ne kadar yükseldi?

- FATİH Projesi'nden önce "Öğrenme Nesnesi Projesi" diye bir proje açılmış, başvurular alınmış fakat üzerinden 6 ay geçmesine rağmen sonucu açıklanamamış.
Milyon liralar harcanmış bir proje rafta. Şimdi bu projeye ne oldu?

Çubukçu'nun eğitimle tek ilgisi veli olması

-Sayın Nimet Çubukçu’yu düelloya davet ettim. Gelin ikimizde KPSS’ye girelim, düşük puan alan istifa etsin dedim. Arkadaşım beni uyardı “sakın sınava girme Bakan soruları alır 120’de 120 yapar rezil olursun” dedi.

-Sayın  Nimet Çubukçu’nun eğitimle tek ilgisi veli olması.

- Milli Eğitim Bakanı’ıyla istediği zaman istediği üniversitede karşı karşıya gelebilirim. Ama hem bilmiyor hem de gelmiyor.


Başbakan KPSS skandalının arkasındakileri biliyor

- KPSS’deki olay kopya değil, ahlaksızlıktır. Çünkü kopyada bir emek, bir risk vardır. Kopya tahmin üzerine kurulur. Bir miktar da olsa masumluk vardır. Bu olayda birilerinin önündeki engeli kaldırmak için birilerine sorular ve cevaplar verilmiştir. Bu  daha adi ve alçakçadır.

- Kopya skandalı ile ilgili iki tane soru önergesi verdim henüz yanıt alamadım. CHP Grup Başkanvekilleri olarak Meclis araştırması istedik AKP bunu reddetti.  Başbakan bu skandalın arkasında kimler olduğunu bal gibi de biliyor  ucu dostlarına dayandığı için açıklayamıyor.

- Birileri soruları çalıp çocukları en iyi yerlerde okusun diye uğraşıyor. Gözlerini hırs bürümüş.

Önce trafik sorununu algılamak gerek

- AKP’nin gözünde eğitim, kadrolaşma işi halledildi. Rektörler tamam, üniversiteler tamam, direnen bir YÖK yok emir eri bir YÖK var.

- Bu ülkede tüm sorunları algılamak için trafik sorununu algılamak gerek. Son 10 yılda 50 bin kişi ölmüş. Neden trafik sorunu siyasal toplumsal bir sorun haline gelmemiş. Çünkü herkes ortak suçlu. Sağcısı da solcusu da. Bu yüzden siyaset kurumunun üzerine  trafik sorununu çözün baskısı uygulanmıyor.


AKP, ÖSYM'yi yıprattı

- 8 yılda benden iş isteyen,  torpil isteyen oldu ama çocuğumu tıp fakültesine, hukuk fakültesine sok diye gelen  kimse olmadı. Bu ÖSYM’ye güvenden kaynaklanıyordu.
Bu ülkede  tüm yurttaşlar  o sınavların eşit adil yapıldığına inanıyordu ta ki AKP iktidarına kadar.

- Çünkü bir kanunla ÖSYM’nin parasının önemli bir kısmına el konuldu. ÖSYM personel ve teknik ihtiyaçları bakımından geri kaldı. Ve bir de ÖSYM’nin iş yükünü arttırdılar. Yani bile bile Türkiye’nin en ciddi en güvenilir kurumuna hata yaptırmak için onu yıprattılar .


300 bin değil 500 bin öğretmen lazım

- Bize 300 bin değil 500 bin  öğretmen lazım. 359 bin öğrenci birleştirilmiş sınıflarda okuyor. İkili eğitimde 5.5 milyon,  taşımalı eğitimde 668 bin öğrencimiz var. Okula devam etmeyen öğrencimiz 200 bin. Ayrıca kalabalık sınıf sorunumuz var.

Garsonluk yapan öğretmeni görünce yaşadığım acıyı tarif edemem

- Bu yaz garsonluk yapan bir  öğretmenle tanıştım. Bir eğitim fakültesi mezunu olarak o an hissettiğim acıyı  utancı tarif edemem.  Bu ülkede mezun olduğu okulun hademeliğine müracaat eden öğretmen var.


Andımız kaldırılıyor, üniversite gençliği ayağa kalkmalı

- Bugün andımız kaldırılacak haberleri çıkıyor. Ben Türkiye’de  7’den 70’e herkesin, üniversite gençliğinin sen bizim andımızdan ne istiyorsun diye ayağa kalkmasını beklerdim. Bazı semboller  vardır içeriğine değil neyi çağırıştırdığına bakılmalıdır.
Üniversite gençliği ayağa kalkmalıdır. Avrupa’da marşlara bakın çok ırkçı söylemleri olan hususlar var ama kimse bu nedir diye eleştirmiyor.

Türbanı çözelim dedik AKP çekip gitti

- Kılıçdaroğlu’nun türban sorununu çözelim açıklamasından sonra AKP’nin  5 Grup başkanvekili CHP’nin 3 grup başkan vekilini ziyarete geldi. Biz türbanın serbest bırakılmasından  yanayız ama size güvenmiyoruz. Sıra önce lise sonra ilköğretim sonra da kamuda türbanın serbest olmasına gelecek bu konuda topluma yasal ya da  anayasal güvence verilmeli dedik. Sn. Nurettin Canikli “hayır bu güvenceyi veremeyiz 10 yıl sonra  ne olacağı belli değil” dedi. Çekip gittiler. Biz  elimizi uzatmışız gel çözelim demişiz. MHP’de hazır. Ama AKP’nin niyeti sorun çözmek değil oy devşirmektir. Türban konusundan nemalanmaktadır.

Amaç diz çöktürmek

- AKP yıllarca YÖK'ü eleştirdi. Ama ne zaman ki YÖK'ü ele geçirdiler artık birşey demiyorlar. Amaç iyileştirmek değil diz çöktürene kadar uğraşmak.

   
"Devletin 50 bin atama yapacak gücü var"

İsmail Koncuk - Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı

İktidar KPSS skandalını üzerine alınmadı

- KPSS skandalı öncesinde de sınavlarda skandallar olduğunu düşünüyorum.
Bu 2010 yılına has bir rezalet değil.

- Neredeyse bu hırsızlığı neden ortaya çıkardınız, bu ortaya çıkmasa ben öğretmen olacaktım diye kızan hakaret eden gençleri gördük. Bir nesil ahlaki çöküntü içinde.
Gelecek kaygısıyla bir nesli kaybettik. Hepimizin şapkayı önüne koyup düşünmesi gerek.

-ÖSYM'nin bundan sonraki sınavlarda daha dikkatli olacağına inanıyorum. Hırsızlık gibi bir olayın organizatörlerin de artık bunu göze alamaz.

-KPSS’de  genel kültür ve genel yetenek testlerinde de kopya çekildiğini düşünüyorum ama belgesiyle ispatlayamadık.

-KPSS skandalı hakkında Meclis'te bir araştırma komisyonu kurulması iktidar partisi milletvekillerince reddedildi. Anlayamıyorum ne oldu da bu reddedildi? Ben iktidar partisi olsam "kim benim iktidarımda böyle birşey yapar" diye ayağa kalkarım. Ama  iktidar hiç üzerine alınmadı.


Sözüne güvenilmeyen bir Milli Eğitim Bakanı

- Hukuksuzluk ve insan hakları ihlalleriyle dolu bir sözleşmelilik uygulaması dünyanın hiçbiryerinde yok.

- Şu an sözüne güvenilmeyen bir Milli Eğitim Bakanı var.  Sözleşmelilere verdiği sözü tutmadı. Böyle bir bakana eğitim çalışanlarının güvenmesi mümkün mü?


Devletin 50 bin atama yapacak gücü var

- 133 bin 317 öğretmen ihtiyacımız var. 374 bin çocuğumuz atama bekliyor. Bizim ihtiyacımız bu çocuklarımızın acısını içerisinde  duyan siyasetçiler.
Hükümete sesleniyorum 6 Aralık'ta 30 bin değil 50 bin atama yapsın. Devletin bunu yapacak gücü var.


1923'te bir öğretmenin maaşı 23 Cumhuriyet altını

- Mahrumiyet bölgelerine çalışan öğretmenlere farklı maaş vermek zorundayız. Çukurca'da görev yapan öğretmenle Milas'ta görev yapan öğretmene aynı ücreti verirsek elbette kimse Çukurca'ya gitmez.

- 1923'te bir öğretmenin maaşı 23 Cumhuriyet altını. Bugün ise ortalama 4 Cumhuriyet altını. Düşünün Cumhuriyet'in o zorlu ilk yıllarında Atatürk öğretmenibaş tacı etmiş bu kadar maaş vermişken bugün 4 altına düştü.


Türban artık tartışılmamalı

- Yüksek öğretimde türbanın serbest bırakılması şart. Türkiye artık bunu tartışmamalı. Fakat serbestliğin ilköğretim okullarına indirgenmesi bugünün tartışması olmamalı.

ÖSYM artık köhnemiş bir kurum

- ÖSYM köhnemiş bir kurum haline gelmişti, içinin kurtlandığı ortaya çıktı. Aslında ÖSYM’yi yeniden güven duyulan bir kurum haline getirebilirdik ama yeni ÖSYM Başkanı ilk düğmeyi yanlış ilikledi.  Genel kültür ve genel yetenek testlerini  yeniden değerlendir başvurusunda bulunduk, hiç sesi çıkmadı.

-ÖSYM  şeffaf bir kurum olmak zorundadır. YÖK de ÖSYM de insanlarla arasına duvar ördüğü sürece her zaman tartışılır tartışılmalıdır.

Artık ailemden para istemeye utanıyorum!

* KPSS skandalını Yargı'ya ilk taşıyan, tarih öğretmeni Burcu Yeşilyurt ve bir çok öğretmenin anlattıkları ise hem duygulandırdı hem düşündürdü;

Burcu Yeşilyurt
- 30 yaşındayım hala atanamadım. Giden yıllarıma mı yanayım? İnsanların sözlerine mi? "İyi bir öğretmen olsaydı atanırdı" sözlerini duymak bir öğretmenin duyacağı en büyük hakaret değil midir? Artık dışarı çıkmaktan, birşey alacak olsam ailemden para istemekten utanıyorum. Rüyalarımda sürekli ders anlattığımı görüyorum.
Çektiğimizi bir Allah, bir biz biliyoruz. Kopyacılar ceza almadı biz oturma eylemi yaptığımız için hapis cezasıyla yargılanıyoruz.

Hasan Bahri Ekici
- Bu mesleğin onurunu taşıyan öğretmenler atanmak için mücadele etmeli gerekirse Meclis'in önüne yığılmalı. Ataması yapılmayan bir öğretmen elini taşının altına koymadıkça daha fazlasını yaşamaya mahkumdur, müstehaktır. Bu ülkenin öğretmeni maalesef kafasına vur ekmeğini al kesimi haline getirmiştir.

Reyhan Gümüş
- Öğretmenlikte 11, sözleşmeli öğretmenlikte 5. yılımı tamamladım. Hala kadrolu olamadım. Tek tip istihdam istiyorum. Sözleşmeli de olmasın vekil öğretmenlikte olmasın.