Abbas Güçlü ile Genç Bakış dün gece Gaziantep Üniversitesi'ndeydi. Sunay Akın'ın konuk olduğu program Soma'da yaşanan maden faciası sebebiyle ağırlaştırılmış bir akışla ekrana geldi. Maden şehitleri için saygı duruşuyla başlayan programa konuk olan öğrenciler de yaşanan acıya sessiz kalmadı.
Başlarında baretler ve yüzlerinde kömür karalarıyla programa katılan gençler, hazırladıkları pankartlarla cinayet gibi kazaya tepki gösterdi. Yaşanan bu acılı günde söz alan gençlerin siyasetten uzak, sağduyulu tavrı, mesajları ve birlik beraberlikleri örnek gibiydi. Sunay Akın da maden işçisi kuzenleri için yazdığı, ilk şiiri Kömür'ü okudu ve bugüne özel anlamlı mesajlar verdi.
SUNAY AKIN'IN İLK ŞİİRİ KÖMÜR
Sunay Akın programın başında, maden işçisi kuzenlerinden etkilenerek yazdığı ilk şiiri Kömür'ü okudu.
Yine bir kömür, kütürdedi sobada
Kayıp bir madencinin kalbi rastgeldi
Atıverdi sıcak odada
ELİMDEN GELSE HER GENCİ MADEN OCAKLARINA SOKARIM
- Elimden gelse bu ülkede her genci maden ocaklarına sokarım. Madencilerin o sessiz iletişimi görülmelidir.
- Şimdi madencilerin ailelelerine bağış kampanyaları oluyor. Anlamadığım şu; biz işçilerimize neden birşey bağışlayalım ki. Neden onlar bağışa ihtiyaç duyuyorlar? Emeklerinin haklarını neden almıyorlar?
SORGULAMAK YIKICI BİRŞEY DEĞİL
- Sorgulayalım sorular soralım. Hiçbir sorudan korkmayalım, bunu yıkıcı olarak algılamayalım. Seni var edenler senin gibi düşünmeyenlerdir. Farklı bakış açıları yoksa sen de yoksundur ki zaten.
- Tabii ki acıları konuşacağız ama acıların üzerine siyaset yaparak biryere varamayız.
- Bilim insanlarının çalışmaları siyasetin üstündedir. Biz çok fazla politize edilmiş bir hayatın içine gömüldük. Bilim ve sanattan başka bizi kurtaracak ne var?
- Müzeler toplumların hafızasıdır. Bilgi toplumu olmak gerekiyor. Bir ülkenin geleceği politikacıların vaatlerinde değil çocuklarının hayallerindedir. Bu kazaların yaşanılmadığı o ülkelerde müzelerde ders işliyorlar.
MADENDEN TİYATRO SAHNESİNE
- 1938 yılında İstanbul Kadıköy'de yetişmiş bir genç, Ankara Devlet konservatuarı sınavlarına giriyor. 5 kişi alınacak. Finallere kalıyor ama kazanamıyor. Ne yapsın, iş arıyor ve Zonguldak kömür ocaklarında iş buluyor. İşe başladığı ilk gün göçükten iki madencinin cesedi çıkıyor. Sonra birgün Zonguldak'a tiyatro geliyor. O da arkadaşlarını toplayıp tiyatroya gidiyor. İmrenerek bakıyor sahneye. Arkadaşları o halini görüyorlar. Ustası ona 'arkadaş dur, sen buraya ait değilsin sen tiyatrocu olmalısın, Ankara olmadıysa İstanbul var' diyorlar. Ve maden arkadaşları yol parasını aralarında toplayıp onu İstanbul'a gönderiyorlar. O sanatçı Mücap Ofluoğlu'dur.
Programı işte böyle açtılar!
Programın tamamını izlemek için TIKLAYIN!