Skip to main content
x 

Kürşat Başar Genç Bakış'ta ODTÜ'lü gençlerin sorularını yanıtladı...

Edebiyatın ve medyanın en başarılı kalemlerinden Kürşat Başar hem sözleri hem müziğiyle dün gece Abbas Güçlü ile Genç Bakış'a konuk oldu. Kürşat Başar ormestrasında birlikte çalıştığı değerli isimler Burçin Büke ve Zeynep Talu'nun katıldığı program ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampüsü'nden canlı yayınla ekrana geldi.

Kürşat Başar Genç Bakış'ta ODTÜ'lü gençlerin sorularını yanıtladı...
Kürşat Başar Genç Bakış'ta ODTÜ'lü gençlerin sorularını yanıtladı...

BU ÇAĞDA ÇOCUK OLSAM YAZAR OLAMAZDIM

Ben küçükken çok fazla oyalanacak birşeylerimiz yoktu. Bu çağda çocuk olsam, bugünkü gibi tabletler sosyal medya filan olsaydı belki yazmazdım ben de. 
POPÜLER YAZARLIĞA KARŞI DEĞİLİM
Başka mesleklerde insanlar öne çıkabiliyor kimse tepki vermiyor.  Ama yazarlar popüler olunca suçlanıyorlar. Ben popülerliğe karşı çıkmıyorum. Çok iyi yazarlarımız, abilerimiz çok zor şartlarda yaşadılar keşke onlar da popüler olsalardı da iyi koşullarda yaşasalardı.
12 EYLÜL DARBESİ BİZİM YÜZÜMÜZDEN OLDU DİYE KENDİMİ SUÇLADIM
Biz 12 Eylül'de sokaklara çıktık. Pek işe yarar sonuçları oldu diyemem. Hatta darbe o sebeple oldu diye zaman zaman da suçlarım kendimi. Daha akılcı çözümler üretmeli gençler. 
BU DÖNEMDE GAZETECİLİK SIKINTILI
Bu dönemde gazetecilik yapmak biraz sıkıntılı. Ben bunu yazma bunu haber yapma gibi bir sistemle çalışmadım hiç. Bunlar alışkın olduğum şeyler değil. Gazetecinin işi memleketi kurtarmak değil ama soru bile soramaz hale gelirseniz olmaz. Son derece tatsız bir ortam var artık. Kendi adamızda kendi kendimize yazıp okuyormuşuz gibi bir durum oldu o yüzden bıraktım gazeteciliği.  Kitap yazmaya da uzun bir ara vermiştim müziğe, kendi yaptığım işlere biraz daha zaman ayırmak istedim. Biraz da yaşlandım galiba.
ŞİMDİ TEMPO'YU HAZIRLASAK BİR SÜRÜ YOLSUZLUK HABERİ YAPMAMIZ GEREKİRDİ
Biz Tempo'yu hazırlarken dergiler özel haber peşinde koşarlardı. Şimdi habercilik de çok değişti. Özel haberler yok artık. Şimdi biz Tempo'yu hazırlıyor olsaydık bizim ekibin bir sürü yolsuzluk haberi çıkarması gerekirdi. Çıkarmıyorsak o işi yapmamamız lazım zaten.
İKTİDARIN BASIN VE İŞ DÜNYASI ÜZERİNDE BASKISI VAR
Türkiye'de iktidarın basın üzerinde ve iş dünyası üzerinde baskısı var. Gazetecinin asıl görevi denetim. Bunu da hiçbir iktidar istemez dünyada da bu böyle. Ama başka ülkelerde kamuoyu haber alma hakkına sahip çıkıyor.  - Bir ülkede hiçbir karar alma sürecine kimse katılmazsa gazeteci tek başına ne yapabilir? Demokrasi sadece oy atmak değil ki. Karar alma süreçlerine de dahil olması gerekiyor insanların.
HALKINA ZULMEDEN DEVLET SİSTEMİ YILLARDIR DEĞİŞMEDİ ÖZGÜRLÜKLER KONUSUNDA BÜYÜK SIKINTILAR VAR
Türkiye'de genel olarak özgürlükler anlamında çok büyük sıkıntı var. Bu da bugün doğmuş birşey değil ben doğduğumda da vardı. Çünkü Türkiye'de devlet çok kuvvetli. Halkına karşı ceberrut, halkının her kesimine zulmeden bir devlet yapısı var. Yıllardır bitmedi bir türlü. Belki Osmanlı'dan gelen birşey.
BANA HAK OLAN SANA YASAK OLSUN
Bana hak olan sana yasak olsun. Bizdensen sana herşey hak olsun ama bizim beğenmediğimiz adamlara herşey yasak olsun. Türkiye'de  demokrasinin tanımı bu. Eleştirilmek istemiyoruz, en ufak iktidar elegeçirsek hemen kendi adamlarımızı yerleştiriyoruz heryere - Şimdi 20'li yaşlarımda olsam daha fazla şey yapardım. Daha gözükara olurdum. 
TAMAMİYLE KIBRIS'I ANLATAN BİR KİTAP YAZACAĞIM
 Tamamiyle Kıbrıs'ı anlatan bir kitap yazmak istiyorum. Burada yaşanan acıları bizzat tanıklarından dinledim. Yaz kitabıma yansıyan sadece bir kısmı.
KIBRIS'TAKİ ACILARLA İLGİLENMEMEK TUHAF
Çok daha uzak coğrafyalardaki mağduriyetlere çok ilgi gösterilirken çok yakın bir tarihte yaşanan Kıbrıs meselesiyle hiç ilgilenmemek bana çok tuhaf geliyor.