Pavey dün gece Genç Bakış'taydı!
Geçirdiği tren kazasının ardından zorlu hayat mücadelesinde örnek bir başarıya ulaşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Şafak Pavey dün gece Abbas Güçlü ile Genç Bakış'ta Sabancı Üniversitesi öğrencilerinin sorularını yanıtladı. 29 Ekim kutlamalarında yaşananlardan, engelli haklarına hem gündeme hem de farklı yaşam öyküsüne dair samimi ve çarpıcı açıklamalar yaptı.Programda Pavey'in annesi Gazeteci Ayşe Önal da Şafak Pavey'in hayatından farklı anılar paylaştı. Anne-kızın eğlenceli diyologlarıyla programda çok keyifli anlar yaşandı.
Geçirdiği tren kazasının ardından zorlu hayat mücadelesinde örnek bir başarıya ulaşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Şafak Pavey dün gece Abbas Güçlü ile Genç Bakış'ta Sabancı Üniversitesi öğrencilerinin sorularını yanıtladı. 29 Ekim kutlamalarında yaşananlardan, engelli haklarına hem gündeme hem de farklı yaşam öyküsüne dair samimi ve çarpıcı açıklamalar yaptı.Programda Pavey'in annesi Gazeteci Ayşe Önal da Şafak Pavey'in hayatından farklı anılar paylaştı. Anne-kızın eğlenceli diyologlarıyla programda çok keyifli anlar yaşandı.
Gençlerin sorularını yanıtlayan Pavey Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında yaşananları değerlendirirken çarpıcı bir açıklama yaptı.
İşte dün geceki Genç Bakış'ın özeti;
Başbakan MYK'da yer almamı teklif etti kabul etmedim.
Başbakan MYK'da yer almamı teklif etti kabul etmedim.
- Kaza geçirdiğimde Sayın Başbakan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'ydı ve Türkiye'ye döndüğümde hastanede ilk ziyaretime gelenlerden biriydi. O zaman partilerinin MYK'sında yer almam teklif edilmişti ancak dünya görüşlerimizin aynı olduğunu düşünmediğim için kabul etmedim.
En büyük hayalim İçişleri Bakanı'na biber gazı sıkmak
- Politikaya girdiğimden beri, 1.5 yıldır gözlemlerimden sonra en büyük hayalim birgün Meclis'e girip biber gazını İçişleri Bakanı'na sıkmak.
- Başbakan ile Cumhurbaşkanı arasında bir anlaşmazlık var mı bilmiyorum. Ben böyle suni gündemlerle ilgilenmiyorum. Ben orada kadın çocuk ve herkese koyulan barikat ve sıkılan biber gazı ile ilgileniyorum.
- Başbakan ile Cumhurbaşkanı arasında bir anlaşmazlık var mı bilmiyorum. Ben böyle suni gündemlerle ilgilenmiyorum. Ben orada kadın çocuk ve herkese koyulan barikat ve sıkılan biber gazı ile ilgileniyorum.
Devletin seçilmişlerinin sokakta halkla birlikte olması gerekirdi
- 29 Ekim'de bana çok garip gelen iki fotoğraf vardı; devlet erkanı Cumhuriyet'i askeri marşlarla Hipodrom'da kutlarken, halk sokaklarda biber gazıyla Cumhuriyeti'ni kutluyordu. Devletin seçilmişlerinin sivil sokakta halkla birlikte olması gerekirdi.
- Bir CHP'li ve bir vatandaş olarak ben sokakta olmayı tercih etmiş, milli bayramını kutlamak isteyen birisiyim. Biz CHP olarakta sokağı ve halkımızla birlikte olmayı seçtik. Bunun o örgütle, bu örgütle bir ilgisi yok. Dünyaya ıslıkla değil biber gazıyla rezil olunur - Hükümetin turnuvada ıslık çalanlara, Cumhuriyet Bayramı'nı kutlamaya çalışanlara laf yetiştirmek yerine, neden halkıyla bu kadar küs olduğuna bakması gerek.
- Tenis turnuvasında ıslık çalınmasına verilen cevap "Bizi dünyaya rezil ediyorsunuz" olmuştu ama dünyaya böyle rezil olunmuyor. Dünyaya rezil olmak o ıslık çalanları, bedava eğitim isteğiyle pankart açanları ve barışçıl gösteri hakkını kullanan herhangi birisini tutukladığınızda, biber gazı sıktığınızda dünyaya rezil oluyoruz.
Milletvekili maaşları yetersiz demedim
- Ben milletvekili maaşları yetersiz demedim. Gençler neden siyasete ilgisiz diye soruldu ve ben de siyasetin maliyeti çok yüksek, buna karşın içine girildiğinde de itibarı çok düşük. Bizim bu dengeyi tam tersine çevirmemiz gerekiyor dedim. Sosyal devletin taşları tam olarak yerine oturmadığı için toplum sizi Hızır Baba olarak görüyor, bir kanun yapıcı olarak değil. Sosyal devletin yapamadığı her işi sizin çözmenizi bekliyor. Haklı olarak. Vekilsiniz, kapınıza hasta geliyor, çok çocuklu işsiz geliyor, burs isteyen geliyor. Yardım ediyorsunuz çünkü vicdanınız el vermiyor. Ama birini, ikisini yapıyorsunuz onuncusuna gücünüz yetmiyor. Bu çok üzücü birşey. Gençlerin bunu bilerek siyasete girmesi gerekiyor. Bu bir gönüllülük işi. Ben bunu anlatmaya çalıştım.
- Türkiye'de herşeyi yapma gücüne sahip ve bana sorarsanız son derece şımarmış bir iktidar var. Ve ülkedeki özgürlük ve haklar tamamen gerilemede.
Önemli olan seçim yaşı değil demokrasi kültürü
- Seçim yaşı çok küçük yaşlara da düşse demokrasiyi soluyamamış ve sokağımıza, içimize, kültürümüze sindirememişsek bir anlamı olmaz.
- Norveç'in Kültür Bakanı, orada doğmamış, Pakistanlı bir göçmen ailenin kızı. Politikaya 21 yaşında girmiş, şu an 27 yaşında. Bizim ülkemizde böylesine bir demokrasinin solunmasını çok isterim. Sokakta parlamentonun itibarının, değerinin artması da çok önemli.
AB İlerleme Raporu Türkiye'nin gerçek fotoğrafı
- Batı toplumlarına ne istersiniz diye sorduğunuzda, eşitlik isteriz derler. Ve bunu hep beraber yapmak isterler. Doğu toplumları ise, adalet istiyorum ve bunu bana biri getirsin istiyorum der.
- Özgürlük ve hakların giderek ellerimizden kayıp gittiğini gördüğümüz bir demokrasimiz var bizim.
- Avrupa Birliği İlerleme Raporu 2012 Türkiye'nin gerçek fotoğrafıdır.
- Ulusal güvenliği öne çıkararak özgür basın ilkeleri tamamen ayaklar altına alınıyor. Ülkemizdeki tutuklu gazeteci sayısı ve bunun yol açtığı otosansür çok acıklı.
- Yargı'nın bağımsız olduğunu düşünenlerden değilim. Yargının bağımsız olması için çalışmaya çalışanlardanım.
- İktidar tarafından bir kanun çıkarılmak istendiğinde bizim 1-2 saat önce haberimiz oluyor. Üzerine düşünüp hazırlanmaya vaktimiz olmuyor.
Hükümet Engelli hakları Araştırma Komisyonu 'na neden hayır dedi?
- Ben Meclis'e hedef tahtası olmayı, hırpalanmayı bilerek ve isteyerek geldim. Çünkü bu hırpalanmanın sonucunda ülkenizin geleceği için birşeyler yapabilmek gibi çok önemli bir fırsat da var.
- Engelli hakları Araştırma Komisyonu teklifini bizzat ben getirdim ama asla evet demedi Hükümet. Ben zannediyordum ki buna herkes evet der ama demediler. Bunu değerli bir konu olarak mı görmediler çok merak ediyorum? Engelliler çöp insanlar mı?
Eski eşime öfkeli değilim
- Her zaman bir seyyah olmayı hayal ettim. Çocukluğumdan hatırladığım en güzel oyuncağım, kendi yaptığım kağıt kayık.
- 8 yaşındayken Olof Palme için yazdığım şiirle Milliyet Kardeş'in şiir yarışmasına katıldım, kazandım ve ilk yazarlık işime başladım. Yine çocukken Şehir Tiyatroları'nda çalıştım.
- Siyasete girmek gibi bir hedefim yoktu. Sürpriz oldu. O yüzden de ismimi henüz siyasetçi değil aktif vatandaş koydum.
- Eşimin kaza geçirdiğimde ziyarete bile gelmemesi bende bir öfkeye yol açmadı. Elbette üzüldüm ama sonra bir kez daha sükunetle düşündüğümde bunun aslında çok daha güçlü bir davranış olduğuna karar verdim. Benim incinmemi önlemek için gittiğini söyledi. Dolayısıyla ben de zayıf olduğunu kabul etmenin çok cesur bir davranış olduğunu düşündüm.
- Tersi olsaydı ben de kendimle yüzleşir ve bununla baş edemeyeceğimi hissetseydim belki ben de giderdim. Bir acıyla karşılaşmadan önce nasıl davranacağınızı bilemiyorsunuz. Ben şöyle yapardım demek çok büyük bir yanılsama olabilir.
Pavey'in annesi gazeteci Ayşe Önal da hem Şafak Pavey'in çocukluğundan hem de hastalık sürecinden farklı anılar paylaştı;
- Ben hiç istemesem de siyasete girişi eve dönüş gibi oldu.
- Şafak ilginç bir çocuktu. Çocukken de hiç kimsenin yapmadığı herşeyi yapardı. Birgün yabancı misafirlerimiz gelmişti. Şafak henüz 9 yaşındaydı. Bahçeli bir evimiz, kedimiz, köpeğimiz, keçimiz vardı. Şafak misafirlerle ilgilenmek için keçisinin ipini köpeğinin ağzına verip gezdirmeye göndermişti. Fransız gazeteciler vardı. Çok şaşırdılar.
- Kaza geçirdiği gün İsviçre'deki hastaneye gittiğimde doktorlar hiçbirşekilde Şafak'ın yanına girmemi istemediler. Çünkü Şafak'ı o kadar güçlü bulmuşlar ki aileden birisi duygusal olarak çökmesine yol açar diye düşündüler.- Şafak hep çok güzel ayakkabılar alır, ben de ondan gizli ayakkabılarını alır giyerdim. Çok kızardı. Kaza geçirdiği gün yarı koma halindeyken onu ilk gördüğümde, ilk cümlesi, "Fırsatı kaçırmamışsın, hemen ayakkabılarımı giymişsin" oldu. Ben de ona "Sen de fırsatı kaçırmayıp, hazır bu kadar operasyon geçirmişken sol kulağını da yaptırsaydın" dedim. Çünkü Şafak'ın sol kulağı kepçedir ve biz hep onunla dalga geçerdik.
- Şafak hiç görmedi ama ben eski eşi Paul'le görüşüyorum. Çünkü çok dürüst birşey yaptı ve bu ağır yükü taşıyamayacağını söyledi. Ben ona bir süre gel hiç değilse dedim ama O "Şafak çok zeki bir kız, sezgileri çok güçlü, hemen anlar ve bu daha kötü olur. Dürüst olmak her zaman daha iyi dedi ve öyle gitti.
Angelina Jolie ile 2 yıl çalıştım
- BM'de görevliyken iki yıl Angelina Jolie'nin koordinasyonunu yaptım. Irak'taki mülteci krizinde, Pakistan'daki depremde ve en son olarakta Haiti'deki depremde birlikte çalıştık. 'Kaybettiklerimiz' projesi
- Şehit olan askerlerimiz, polislerimiz, öğretmenlerimiz, iş kazasında kaybettiğimiz işçilerimiz ve tüm kaybettiklerimizi, gazetelerde küçücük bir yer tutan haberlerdeki o yüzleri ve isimleri hergün kendime hatırlatmaya ve unutmamaya çalışıyorum. Kendi internet sitemde de bunları yayınlayacağım. Böylece insan olarakta bu meseleye çözüm bulmamız gerektiğini hatırlayacağız.
4+4+4 rüzgar gibi geçti
- 4+4+4 rüzgar gibi geçti. Her kanunun olduğu gibi çok hızlı geldi ve çıkarıldı. Bu kadar hesaplanmadan bir paketin geçmesi çok üzücü oldu. Ama daha üzücü olanı bunun sanki bir ideolojik kavga gibi gösterilmesiydi. Bilimin hiç tartışılmadığı bir eğitim paketi geçemez. Ama maalesef çoğunluk oyuyla geçti. Anlamak için şu anda tökezleyen sisteme bakmak gerek.
Engellilerin en çok aşamadıkları şey rapor rezaleti
- Ayda bana gelen 8 bine yakın e-posta ve telefonun yaklaşık yüzde 80'i, engelliler ve onu koruma çeperlerini oluşturan insanlardan. Engellilerin en çok aşamadıkları konu bu Hükümet'in getirmiş olduğu rapor rezaleti. Sosyal bütçeden kısmak için her zaman engellilere bakılıyor. Rapor şöyle birşey, yeterince engeliniz yoksa sosyal bütçeden yardım alamıyorsunuz. Ki ben dünyada yüzde 100 engelli sayılmama rağmen ülkemde bir bacağımın ve bir kolumun olmaması beni engelli yapmıyor. Sosyal bütçeden yardım alamayayım diye yapılmış ve doktorların sadece ölmek üzere olan insanlara engelli raporu verebildiklerini söyledikleri çok sıkıntılı bir yönetmelik.
- RTÜK'e mektup yazdım, işitme engelliler de altyazı ve işaret diliyle programları takip edebilirler. Sizin elinizde bir sihirli değnek var, bunu sansüre değil 2.5 milyona yakın işitme engelli insanı bu ülkede mutlu etmek için kullanabilirsiniz dedim. Böyle bir çalışma içine girdiklerini bildirdiler. Arap Baharı'nın ardından yaz gelmedi
- Arap Baharı'nın bahar olduğundan kuşkuluyum. Çünkü ardından yaz gelmedi. Mısır'da kadınlara sorduğunuzda çok büyük gerilemeler yaşanıyor. Tunusta'da sokağa çıkma yasağına kadar varmış özgürlük kısıtlamaları var.