Skip to main content
x 

"Başbakan Obama'dan güçlü"

Başkanlık sistemi Genç Bakış'ta tartışıldı!

"Başbakan Obama'dan güçlü"
"Başbakan Obama'dan güçlü"

 Başbakan'ın Londra'da yaptığı açıklamayla yeniden gündeme gelen "başkanlık sistemi " Abbas Güçlü ile Genç Bakış'ta tartışıldı. Dün gece Işık Üniversitesi'nden ekrana gelen Genç Bakış'ın konukları; Eski OHAL Valisi Hayri Kozakçıoğlu, Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Köni  ve Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Hasan Tahsin Fendoğlu'ydu.

İşte Genç Bakış'ın özeti;

"Başbakan Obama'dan güçlü"

Prof. Dr. Hasan Tahsin Fendoğlu - Anayasa Hukukçusu

Hükümet iyi denetlenmiyor

- Türkiye’de denetim iyi değil, hükümet iyi denetlenmiyor. Başkanlık sistemi tartışmaları da buradan çıkıyor. Hükümetin daha iyi denetlenmesi gerek. Türkiye’de daha çok bağımsız bir denetim kurumuna önem verilmesi, hukuk devleti kavramının içinin doldurulması gerek.

- Başkanlık sistemi farklı grupları bütünleştirmek için getirilmeye çalışlıyor. Bu işin felsefesi bu.

- Başkanlık sistemi ile daha süratlı karar alınacak. Daha çabuk bir devlet yönetimi olacak. AB projesi daha hızlı yürüyecek.
Yerel yönetimler güçlendirilecek. Şu anda parlamenterizm tıkandı. Yasama ile yürütme birleşmiş durumda. Halbuki yasama, yürütme ve yargının tamamiyle ayrı olması lazım.

- Başkanlık ya da yarı başkanlık isim çok önemli değil. Şu an aksayan bir parlamenter sistem var. Önemli olan bunun düzeltilmesi.
Bizim kendi bünyemize, kendi sosyolojik yapımıza uygun sistemi mutlaka almamız gerek. Mesela ben ABD'deki gibi federal sisteme, valilerin halk tarafından seçilmesine hiç katılmıyorum.
Çünkü oradakiler vali değil devlet başkanı, ABD'de 50 ayrı devlet ve başkan var. Ona valilik sistemi denmez. Türkiye'de ne federe sisteme ne de valilerin halk tarafından seçilmesine ihtiyaç yok, hiç gereği yok. ABD'deki sistemden alacağımız uzlaşma kültürü. ABD'de bu kültür son derece hakim.

550 ayrı bölge 550 milletvekili

- İki turlu dar bölge sistemini savunuyorum Türkiye'ye uygun. Mesela 550 parçaya bölersiniz Türkiye'yi. Her bir milletvekili belli bir bölge için başvurusunu yapar ve herkes halka sorumlu olur. Liderlere sorumlu olarak politikaya girmemiş olur.

- ABD'de 23 kadar eyalette hakimler ve savcılar seçimle işbaşına gelebiliyor. Ayrıca ABD'de yargı çok güçlü bunlar tartışılabilir, konuşulabilir.

Başbakan Obama'dan güçlü

-  Türkiye'deki sisteme başbakanlık sistemi deniyor. Çünkü Şu an Türkiye'deki Başbakan Obama'ya göre iki kat daha güçlü. Ben de bunu aynen kabul ediyorum.

- Ben üniter devletten yanayım. Bu bizim için son derece önemli. Ama yerel yönetimlerin de güçlendirilmesi gerekiyor.

- Çok iyi bilinmediği için halkta başkanlık sistemine karşı bir korku var, endişe var. Bence tartışılması gerek.

Anayasa değişikliği şart

- Her 10 yılda bir darbe korkusundan, vesayet rejiminden kurtulmak gerek. Olabildiğince büyük bir mutabakatla hazırlanmış, tepkici olmayan yeni bir sivil anayasaya ihtiyaç var.

- Anayasa değişikliği yapılırken halk tarafından da değişikliğin olabildiğince fazla bilinmesi gerekiyor. 12 Eylül referandumunda halk anayasa değişikliğini daha da fazla bilebilirdi.

- Bir anayasal vatandaşlık kavramının oluşması gerek. 1982 Anayasası’nda anayasal vatandaşlık kavramı çok net değil. Anayasamız bir darbe anayasası olduğu için 66. Madde de maalesef iyi kaleme alınmamış. 1924 anayasasında bu tanım daha iyi.

"Osmanlı daha demokratikti" 

Hayri Kozakçıoğlu - Olağanüstü Hal Bölge Eski Valisi

Bütün dizginler yürütmenin elinde

- Bugün Türkiye’deki devlet teşkilatı hantaldır. Çabuk iş göremez ve gereğinden fazla da istihdam yaratır. Kuvvetler ayırımı ve kuvvetler arasındaki denge yok. Bugün yürütme herşeyin önündedir. Yasamanın bugünkü şartlarda yürütmeyi denetlemesi de mümkün değil. Çünkü yürütmeyi yapan organ yani hükümet yasamanın içinden çıkıyor ve ister tek parti ister koalisyon olsun yasamaya hakim grubun temsilcisi. Dikkat ederseniz hiçbir zaman gensorular kabul edilmez. Bu nedenle devletin yeniden yapılanması lazım.

- Milletvekilleri adaylarına sorun meclise niye gidiyorsun diye? Bakan olmak için der. Yani yasamayla alakası yok illa icraya, yürütmeye gelecek. İlla bakan olacak. Oysaki yasama meclisi yasaları yapacağına, meclisi denetleyeceğine göre o görev hükümetten daha onurlu olmalı. Ama o görev yerine gelmiyor. Meclis hükümeti denetleyemiyor. Denetleyemediği için bu sıkıntılar çıkıyor. Yasama gelİp yürütmeyi denetlemeli, gerekirse kendi içinden çıkmış bile olsa bir bakan hakkında gensoru verilip düşürülebilmeli. Oysaki bütün dizginler yürütmenin elinde, hem yasamayı hem yargıyı yürütüyorlar.

Osmanlı'nın yönetimi bugünden daha demokratikti

- Başkanlık sistemi deyince zannediyorlar ki başkanın yetkileri çok fazla. Hayır aksine ABD bu sistemi başkanın yetkilerini kısmak için koymuş.
Ankara ne yapcak. Bu yetkilerin hepsini verecek mi? Hiç zannetmiyorum. Osmanlı'nın yönetimi bugünkü yönetimden daha demokratiktir. Osmanlı'da yerel yönetimler şimdikinden daha güçlüdür. İl özel idareleri ve belediyeler pek çok konuda daha söz sahibidir. Ama her gelen hükümet, güya belediyeler, özel idareler bu işi yapamıyor diye yetkileri toplamış. Yetkilerin hepsi Ankara'ya gitmiş. Bir köy yolunun yapımına bile Ankara karar veriyor. Ne lakası var. Ankara'nın bütün bu yetkileri devretmesi lazım. Ankara'nın tüm bu yetkileri dağıtmaya razı olması gerek. Belediyelerin, özel idarelerin çok güçlenmesi, valilerin seçimle iş başına gelmesi Türkiye'de kolay değil. Bu hizmet yerine populizmle vatandaşı uyutmaktan başka bir sistem yaratmaz. İster başkanlık ister yarı başkanlık, olmasın demiyorum ama ne olacaksa bizim bünyemize göre olsun.

- Parlamento kapısının herkese açılması, politika yapmak isteyenlere fırsat verilmesi lazım. Partiler önseçimler, merkez yoklamaları demişler, öyle engeller koymuşlar ki dışarıdan gelen bir vatandaşın elini kolunu sallayarak o partiye girmesi aday olması oy alması çok zor.

Bakanlar dışarıdan alınsın

- Başbakan hükümeti kurarken kabine üyelerini dışarıdan alsın. Her parti seçime girerken müstakbel 100 kabine adayını ilan etsin. Onlar seçime girmesinler. Ama seçmen baksın buna oy verirsem kabine bu adamlardan olacak desin. Halk bunu değerlendirsin.

Devlet yapısı düzelmeden ne yapsanız olmaz

- Bu sistemin mutlaka düzeltilmesi lazım. Ama bu sistemin alternatifi başkanlık sistemi mi? Orada durup iyice düşünmek lazım.  Ayrıca Türkiye’de devlet yapısını düzeltmeden hangi elbise giydirirseniz giydirin ya çok bol gelecek düşecek ya da çok dar gelecek patlayacaktır.

- ABD'de ikili bir sistem var bizim bu sistemi getirip uygulamamız çok zor. Biz bugün uyguladığımız parlamenter sistemin anahatlarından kolay kolay vazgeçemeyiz.

- Türkiye’nin anayasa ile beraber en büyük sıkıntısı parti içi demokrasidir. İsminde demokrasi ile başlayan partilerde dahi parti içi demokrasi yoktur. Parti içi demokrasi sağlanmadan yeni bir anayasa düzenlenmeden, sivil toplum örgütleri yetkili merciiler tarafından resmen kabul edilmeden diğerleri konuşulup tartışılamaz.

Başkanlık sistemi bugünün meselesi değil

- Başkanlık sistemini tartışırken bugünkü liderleri düşünmeyin. Erdoğan aday olur olmaz onlar ayrı. Ama bu 3 günün meselesi değil. Bizim bünyemize hangi sistem en iyi şekilde uyar onu bulmamız lazım. Bunun için de halkın yönetime katılması gerek.

- Türkiye'de politika meslek haline geldi. Politik esnaflar çıkıyor ortaya. Bence iki dönemden fazla hiçkimse bir görevi yürütmesin

"Siyasi partilerin azalması gerek"

Prof. Dr. Hasan Köni - Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi

- Başkanlık sisteminin oturması için o ülkede çatışmacı yapıların olmaması gerek. Sistemde yer alan partilerin birbirine yakın görüşlerde olması lazım.  Parti disiplini olmamalı. Yoksa başkanlık sistemindeki yürütme partiler arası dengeleri kendi tarafına çeker.

- Bizde ademi merkeziyet olduğu söyleniyor ama ne kadar? Ademi merkeziyetin de dereceleri var. Bizde Avrupa tipi mahalli idareler yönetiminden otonom yönetimlere giden bir boyut var. Bu konuda güçlü siyasi partiler varken bunu çözmek zor. Bir takım olaylara sebep oluyor. Yeni bir model ortaya çıktı; sivil itaatsizlik.  Eğer sivil halk size karşı bir reaksiyon, bir sivil itaatsizlik gösteriyorsa ona karşı insan haklarını aşan bir müdahalaleyle bunu önlerseniz size dış ülkelerin müdahale hakkı doğuyor. Libya gibi. Bu nereye kadar gidebilir? Bu konuda kara verme mekanizmasının tek olması lazım.

- Halkın seçtiği, gücü tek elde toplayan bir rejim daha kolay karar alır diyorlar ama bunun da sakıncaları var. Obama örneğindeki gibi seçimde muhalefet güçlü çıktığı zaman parlamento işlemiyor.

- Başkanlık sistemi meselesini sadece iç konjonktürle değerlendirmemek gerek. Sisteme etki eden bazı dış yapılar da var.

- Halk dar bölge, iki turlu seçim sistemiyle kendisinin tanıdığı kişileri seçebilir. Böylece parti disiplini düşer ve başkanlık sistemi oturur. Ama partiler bunu kabul edemez. Partilerin azalması gerekiyor mesela iki parti ve de birbirine yakın düşüncelerde olması gerekiyor. Ama bu sisteme gidemiyorlar bir türlü. Yapamazlar. Ayrıca Cumhurbaşkanı'nın görevlerinin kısıtlanması da lazım.