Abbas Güçlü ile Genç Bakış'ın dün gece yayınlanan bölümünün konuğu Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'ti. Kamu borçlarına gelen aflardan işsizliğe birçok güncel konunun tartışıldığı programda rakamlar konuştu. Türkiye'nin kanayan yarası işsizlik ve öğretmen atamaları programda en çok öne çıkan gündem maddeleriydi. Gaziantep Gazikent Üniversitesi'nden ekrana gelen Genç Bakış yine sabahın ilk ışıklarına dek sürdü.
İşte programın geniş özeti;
Maaşlar enflasyondan fazla artıyor
- Bu yıl en yüksek emekli maaşına yüzde 8 en düşük emekli maaşına yüzde 20 artış öngörüldü.
Geçen yıl da en düşük emekli maaşı yüzde 24 arttı. Sürekli olarak en düşük maaşta en yüksek
artışı yapıyoruz. Ama herkese mutlaka enflasyondan fazla artış yapıyoruz.
- Türkiye'nin kaynaklarıyla maaşlar arasında denge kurulmalı. Popülizm yaparak sürekli emekli maaşlarını arttırırsanız bütçede açık verirsiniz.
Dış borç fazla artmadı
- Özel sektörün dış borcu arttı. Kamu sektörünün dış borcunda önemli bir artış yok. Tüm kamu borçlarının milli gelire oranı iktidarı devraldığımızda yüzde 74'tü. Son 60 yılın en büyük krizine rağmen bu yıl bu oran yüzde 42.
Vergiler çok yüksek
- Otomotiv, telekominikasyon, akaryatıtta vergi yükü çok yüksek doğru hatta bazı alanlarda yüzde 65'i buluyor. Ama ülke geneline bakarsanız yüksek değil. Mesela gelir vergisinin en azı yüzde 20'ydi biz yüzde 15'e çektik. Tüm katma değerin yüzde 22-23'ü vergi. Bu OECD sıralamasına göre yüksek değil.
- Sağlık, eğitim, tekstil ve birçok alanda KDV oranını yüzde 18'den yüzde 8'e indirdik. Son 8 yılda biz bir çok vergiyi aşağı çektik. Birtakım detaylı maktu vergiler hariç.
Hayvancılığa cömert teşvikler verdik
- Hayvancılık önemli ölçüde Doğu ve Güneydoğu'da yapıldığı için burada baş gösteren terör sorunu hayvancılığı etkiledi. Ayrıca ülkeler zengileştikçe daha fazla et tüketirler. Bu yüzden et tüketimimiz arttı. Et sorunu ortaya çıktı.
- Bize hayvancılık yapmak istiyorum diye gelene 7 yıl faizsiz kredi veriyoruz. İlk iki yılı da ödemesiz. Bundan daha cömert bir teşvik sistemi olamaz. Talep daha şimdiden 500 milyonu aştı. Bir de buna ek olarak yüzde 50 hibe söz konusu. Yani hayvancılığın gelişmesi için büyük destek veriyoruz.
Çifte vatandaşlık
- Çifte vatandaşlık Anayasal bir haktır. Ben İngiltere’deyken işimi yapabilmem adına çifte vatandaşlık gerekli birşeydi. Yılda 60-70 ülkeye gitmem gerekiyordu. Bu Türk pasaportuyla mümkün değildi.
- Çifte vatandaşlık için herkes atıp tutuyor. Ama bu tür tartışmalar çok sığ. İngiltere Kraliçesinin önünde yemin filan emedim. Bunların hepsi hikaye. Ben İngiliz vatandaşı olduğum zaman yemin müessesi yoktu.
- İngiltere'den geldiğim sene yılda 760 bin dolar maaş alıyordum. Ben bunu bırakıp ülkeme hizmet etmeye gelmiş bir vatandaşım. Bununla gurur duyuyorum.
Hapis cezalarının yapılandırılması ayrı
- Biz dönem dönem bazı kamu alacaklarının yapılandırmasına gittik. Ama hapis cezaları ayrı. Biz kamunun vergi ve prim alacaklarından bahsediyoruz. Hapis cezaları Meclis'te nitelikli çoğunluk gerektirir. Şu an gündemimizde yok.
Afları doğru bulmuyorum
- Ben ilke olarak afları doğru bulmuyorum. Zamanında ekmeğinden kısıp mükellefiyetini yerine getirene haksızlık oluyor.
Öğrenci bursları
- 2002 yılında öğrenci bursları aylık 45 TL idi. Şu an 200 TL oldu. Önümüzdeki dönemde de ciddi şekilde arttırmayı öngörüyoruz. Biliyorum 200 TL çok az. Ben de öğrenciyken Çankaya Belediyesi'nin yemek kuyruklarına çok girdim. Öğrencinin zengini olmaz. Ailesi zengin olsa bile.
Akşamcılara bir kinimiz yok
- Öyle dönemler oldu ki biz alkollü içkilerde vergileri düşürdük. 2005-2010 arasında enflasyon yüzde 62 artmışken şarapta vergi yüzde 40.5 viskide ise yüzde 7 düşürülmüş. Fiyatlarda enflasyon kadar kadar güncelleme yapmak bu ülkenin hakkı. Ki biz bunu bile yapmamışız. Yani içki fiyatlarının yükselmesi konusunu çok yanlış yerlere çekiyorlar. Bizim akşamcılara karşı özel bir kinimiz yok.
Emlak vergisi bir akşam yemeğinden ucuz
- Emlak vergilerini Maliye Bakanlığı toplamıyor. Emlak vergileri bir ailenin dışarıda bir gece yediği yemekten daha düşük. Kaldı ki 3 bin liranın altındaki kira gelirlerinden vergi bile almıyoruz
Halkın hayat standartı yükseliyor
- 8 yılda motorlu taşıt sayısı 8.7 milyondan neredeyse 15 milyona çıkmış. Vatandaş yeni ev yeni araba alıyor. Bu yıl 1 milyondan fazla plazma TV satılmış bu ülkede. Yani halkın hayat standartları yükseliyor.
Kadrolu ve sözleşmeliler arasında fark yok
- Aslında özlük hakları bakımından kadrolular ve sözleşmeliler arasında bir fark yok. Artık eş durumundan tayin dahi yapılabiliyor.
- Ben ilke olarak tüm öğretmenlerin kadroya geçmesine karşı değilim. Temel kaygımız belirli bölgelerde hizmetin aksaması. Belirli şehirlerde yığılma var. Mesela Ankara gibi merkez şehirlerde neredeyse 3-4 çocuğa bir öğretmen düşüyor ama doğuda durum hiç de öyle değil. Bu sorunu çözmek için biz sizi işe alıyoruz ama mesela Hakkari'de çalışacaksınız demişsek ardından kadroluya geçip hemen ben başka illere gideyim gibi bir anlayış varsa bu sorunlar devam eder. Bu sebeple Maliye Bakanlığı açısından sözleşmeli ya da kadrolu farketmiyor. Önemli olan hizmetin görülmesi.
300 bin öğretmen açığı yok
- 300 bin öğretmen açığı yok. Son 8 yıldır kamuya aldığımız her iki elemandan biri öğretmen.
- Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi Yurtkur bütçesi dahil olmak üzere 2002 yılında 7.5 milyar liraydı. Şu anda sadece MEB'in bütçesi 2011 yılında 34 milyar lira olacak. Üniversitelere 11,5 milyar lira veriyoruz. Eskiden bu rakam 2.5 milyar liraydı. Eskiden Milli Savunma Bakanlığı en fazla parayı alıyordu son sekiz yıldır en fazla parayı Milli Eğitim Bakanlığı alıyor.
- Biz bu sene 40 bin öğretmen kadrosu verdik ihtiyaçlarımız doğrultusunda daha fazlasını da vereceğiz. Her sene bütün kamuya aldığımızın en az yarısı kadar öğretmen alıyoruz.
Yoksulluğu yarı yarıya azalttık
- TÜİK rakamlarına göre yoksulluk oranı yüzde 30'un üzerindeyken yüzde 17'nin altına düştü. Bizim ülkemizde de diğer ülkelerde de yoksullar var. Valililiklere her ay fakirlere yardımcı olsun diye para gönderiyoruz. Sadece para göndermek değil mikro kredilerle iş kurma imkanı da sağlıyoruz. Okula gidiyorsunuz kitaplar hazır. Sağlığa ulaşım konusunda Türkiye Kuzey Avrupa ülkelerini bile geride bıraktı. Yoksulluğu yok ettik demiyorum ama yarı yarıya azalttık.
Seçim ekonomisi yapmıyoruz
- Seçim ekonomisi yapmadığımızın en güzel göstergesi bütçe açığını düşürmemiz. Seçim ekonomisi yapan bir hükümet bütçe açığını düşüremez.
GAP 2013’te bitecek
- GAP Türkiye'nin en önemli projelerinden biridir. 2007'ye kadar biz yılda 1 milyar lira ayırabiliyorduk, şimdi 4 milyara çıkarttık. Bu sayede ben inanıyorum ki 2013 yılında bu proje tamamlanmış olacak. 1.8 milyon hektarı sulamış olacağız. Her hektarda bir vatandaşımız çalışsa yaratılacak istihdamı düşünün.
Yeni fikirlere 100 bin lira
- Yeni bir Ar-Ge Yasası çıkartırken biz Türkiye'de çok istisnai fikirleri olan vatandaşlarımız gelsin fikirlerini bir bilim kuruluna anlatsın karşılıksız 100 bin lira verelim. Vermeye de başladık. O orjinal fikirlerle belki bizden de bir Bill Gates çıkar.
İşsizlik artmadı
- Türkiye'de eskiden nüfusun yüzde 35'i tarımda çalışıyor görünüyordu. Fakat onların önemli bir kısmı gizli işsiz olduğu için 2002-2008 döneminde onlardan 1.8 milyonu şehre geldi sanayide hizmet sektöründe onlara iş bulduk. Yani işsizlik rakamlarındaki artış sadece iş arayanlardan kaynaklanmıyor. Tarımdaki çözülme de rakamları etkiledi. Aslında işsizlik artmadı. Hatta yüzde 16'ya çıkan işsizlik oranını yüzde 10.5'e indirdik.
Bedelliye olumlu bakıyoruz ama…
- Bedelli askerliğe hükümet olarak olumlu bakıyoruz. Fakat terörün olduğu bir dönemde Genelkurmay'ın parası olan kısa dönem yapsın parası olmayan bu mücadeleyi yapsın durumu olmasın diye bir hassasiyeti var. Biz buna saygı duyuyoruz. Ama yakın zamanda sınır güvenliğini profesyonel askerlere bırakacağız.