Skip to main content
 

"İstediğin kadar ÖSS’de beşinci ol umurumda değil"

Kenan Işık ve Songül Öden'in konuk olduğu Abbas Güçlü ile Genç Bakış'a ilgi yine çok yoğundu.

"İstediğin kadar ÖSS’de beşinci ol umurumda değil"
"İstediğin kadar ÖSS’de beşinci ol umurumda değil"

Kenan Işık; "Neden Hakan Şükür'e kimse birşey demiyor da baletler konu oluyor?"
 
Başarılı sanatçı Kenan Işık ve Umutsuz Ev Kadınları dizisinin çok sevilen oyuncusu Songül Öden'in konuk olduğu Abbas Güçlü ile Genç Bakış'ta Çarşamba gecesi çok keyifli bir sohbet yaşandı. Dünyanın en köklü sanatlarından tiyatronun tüm yönleriyle tartışıldığı Genç Bakış Adana Çukurova Üniversitesi'nden ekrana geldi. Sabahın ilk ışıklarına dek süren programa gençlerin ilgisi çok yoğundu. Tecrübeli sanatçı Kayhan Yıldızoğlu da programa misafir oldu ve dikkat çeken değerlendirmeler yaptı.
 

 
İşte Genç Bakış'ın özeti:
 
"Neden Hakan Şükür'e kimse birşey demiyor da baletler konu oluyor?"
Kenan Işık
 
Tiyatrocular para değil özgürlük ister
- Sanatçı rol yapmaz, size gerçeği anlatır. Bir aktör derdini anlatır, paylaşır. Tiyatro yalanla dalavereyle bir araya gelmez. Edebiyatcılarla, ressamlarla çareler üretiriz. Birileri yarayı deşmesin, böyle gitsin isterler ama sanat hep ileriyi gösterir.
 
- Tiyatrocular hiçbir zaman para istemez. Salon ister, özgürlük ister. Tiyatro yoksul bir sanat dalıdır.
 
Neden Hakan Şükür'e kimse birşey demiyor da baletler konu oluyor?
- Sanat eğitimin çok önemli bir parçasıdır. Tiyatrolara çok para verilmez. Üniversitelere verilen parayı neden kimse konuşmuyor da devlet tiyatroları konuşuluyor, baletler konuşuluyor? Hakan Şükür'e kimse birşey demiyor ama bir baletin 40 yaşından sonra çalışmaması konu oluyor.
 
İstediğin kadar ÖSS’de beşinci ol umurumda değil
- Bahar gelmiş pencerenin önünde bir ağaç çiçek açıyor, yarışmada soruyoruz o ağacın adını, bilmiyor. Nasıl olur? O ağaç hergün sana gülümsüyor sen bunu bilmiyorsan istediğin kadar ÖSS’de beşinci ol umurumda değl.
 
Komik olsun diye tiyatroyu şirazesinden kaydırdık
- Anadolu kültürel anlamda dünyanın en kadim, en doygun coğrafyası. Buradan bir oyun yazarı çıkmaması mümkün değil.
 
- Suçu hep başkalarına atıyoruz ama tiyatronun bugün geldiği noktada biz tiyatrocuların da kusurumuz var. Biz komik olsun, seyirci gelsin diye tiyatroyu şirazesinden kaydırdık.
 
'Seni poşete koyacağım çöpe atacağım' Bunun kimseye faydası yok!
- Televizyonda yaptığımız şeye sanat diyemeyiz çünkü gerçek sanat yeni birşeyler söyler.
 
- Bir popüler sanat var. Seni poşete koyacağım çöpe atacağım filan diyorlar. Bunun kimseye bir faydası yok. Saçma ve şizofrenik bir durum aslında ama hoşmuza gidiyor bazen.
 
- Sanatsal olarak bir altyapımız yoksa bir Picasso resmini yorumlamamız mümkün değil. Ancak bakarız, alay ederiz, ağzı yüzü bir kenara kaymış deriz.
 
Tiyatro oyuncuları arttı ve artık diziler çok kaliteli
- Tiyatro oyunculuğu çok farklı. Sinemadaki, televizyondaki gibi değil. Oyuncunun bütün heyecanı salona yansır, hikayeyi anlatanla seyirci arasında bir enerji oluşur.
 
- Dizilerde tiyatro oyuncularının yer alma oranı yüzde 20 iken yüzde şimdi 90’a çıktı. Artık diziler çok kaliteli. Hepsi değil belki ama bazı dizilerde mucize yaratılıyor.
 
Tiyatro ve oyunculuk Meclis'te itibarsızlaştırılıyor
- TBMM'de yumruk yumruğa kavga ediyorlar, biri ‘burası tiyatro değil arkadaş diyor, öteki ‘artistlik yapma’ diyor. Yani benim için en önemli iki kelime Meclis'te itibarsızlaştırılıyor. Olacak şey değil.
 
Şan olsun diye tiyatro ve müzik bölümü açıyorlar
- Üniversitelerde bakalım Türkiye'de tiyatro, tiyatro seyicisi, oyuncunun kalitesi ne durumda diye araştırma yapan hiçbir profesör yok. Bunları araştırmak üniversitelerin işi.
 
- Şan olsun diye üniversitelerde tiyatro, müzik bölümü açarlar sonra gelsin konservatuar bitirmiş biri, ya da tiyatroda tutunamamış biri hocalık yapsın derler. Oysa bu çok önemli, bir alan. Oyuncu yetiştiği zaman tam yetişmesi lazım. Sadece yetenekle olmuyor.
 
Kanalizasyon tıkandığında arıyor ama hani nerede tiyatro diye arayan yok
- Büyükşehir belediyelerinde kültür daire başkanlığı var ama bunlar çalışmıyor. Çünkü halk kanalizasyon tıkandığında arıyor ama hani nerede tiyatro diye arayan yok.
 
Üç Maymun'u 127 bin kişi izledi Fetih 1453'ü 6 milyon
- Nuri Bilge Ceylan’ın Üç Maymun filmi Oscar’a aday oldu 127 bin kişi izledi. Fetih 1453 filmini ise 6-7 milyon kişi. Ne aldınız bu filmden? Vurduk, kestik, öldürdük? Öyle mi Fatih gerçekten?
 
"Kadına şiddetin müsebbibi diziler değil"
Songül Öden
 
Yerli dizi gerçekten yersiz uzun, canımız çıkıyor
- Tiyatronun bir ritüeli var. Bilet alacaksınız gideceksiniz, iki saat sessiz, susuz duracaksınız. Ama televizyon öyle değil. O yüzden daha çok tercih ediliyor.
 
- Tiyatro çok canlı, stresli, heyecanlı birşey. Diziler ise çok farklı.
 
- Yerli dizi gerçekten yersiz uzun. Canımız çıkıyor. Bizimde korunmaya ihtiyacımız var. Bu konuda bir yasa çıkmasını bekliyoruz.
 
Kadına şiddetin müsebbibi diziler değil
- Türkiye'de kadına şiddet dizilerden kaynaklı değil. Her 3 kadından biri şiddet görüyor Türkiye'de ve bunun müsebibi diziler değil. Asıl şiddeti konuşmazsak sorun var. Dizilerde konuşmayalım, köşe yazılarında konuşmayalım. Peki ne yapalım?
 
Devlet tiyatroları neden kaldırılsın?  Sular idaresini kaldırıyor muyuz?
- Devlet tiyatroları, şehir tiyatroları kaldırılsın diyorlar neden? Bu bir hizmet? Sular idaresini kaldırıyor muyuz?  Bazı köşe yazarları bunu yazıyor inanamıyorum.  Basın bunu bazen körüklüyor?  Yok etmek, yok saymak üzerine bir plan var. Korkunç bir plan. Devasa alışveriş merkezleri var. Hala da yapılmaya devam ediyor. Peki  neden içinde tiyatro salonları yok?
 
Sorun seyirci değil sahne
- Seyirciler tiyatroya gitmiyor fikrine kesinlikle katılmıyorum. Bizim seyirci değil ama çok ciddi bir sahne sıkıntımız var. Oyunlarımızı oynayacak sahne bulamıyoruz. Türkiye'de tiyatronun en önemli sorunu bu.
 
- Türkiye'de oyun yazarlığı da çok fazla desteklenmiyor.
 
Dayak yediğim salonda konuşma yaptım
- Ben Ankara Üniversitesi'nde okurken bir gün bir öğrenci protestosu sebebiyle okulda olaylar çıktı. Hocamız fena şekilde tartaklandı. Ben bir polisten bacağıma çok sert bir darbe aldım. Yürüyemedim. Hala izini taşıyorum. Sonra okulu birincilikle bitirdim ve o gün dayak yediğim okula yıllar sonra bir 8 Mart günü onur konuğu olarak davet edildim. Tam da kapısında dayak yediğim o salonda bir konuşma yaptım.