İşte programdan satırbaşları;
“Gripte en önemli şey hijyen”
Grip her yıl Ekim, Kasım aylarından başlayıp Nisan sonuna kadar zaman zaman pikler yapan virüslerin yaptığı bir hastalık. 300 den fazla virüs çeşidi var. Aşı uygulandığı zamanda mutasyona uğrayarak gelecek yıl karşımıza bir farklı şekilde çıkan bir duru. Ölümle sonuçlanan bu vakalar önce Avrupa, İspanya, Fransa, Belçika ve Hollanda da yoğun bir şekilde yaşandı. 2 hafta öncesine kadar pik yapan, geçtiğimiz hafta durağanlaşan bu hafta da inişe geçen bir süreci yaşıyoruz. Geçen hafta grip sebebi ile günlük 60 civarında hasta yatırırken, bu hafta yarı yarıya düştü. Yüksek ateş 38,5 -39 hele hele H1N1 virüsü etken olduğunda ateş 39 üzerine çıkıyor. Çok ağır yorgunluk hissi oluyor. Çok titremeli üşüme nöbetleri geliyor. Bunları olabildiğince hekimler kontrolünde yapıyoruz. Kaybettiğimiz hastalarımızın üçte biri 65 yaş üzeri. Diğer üçte biri kronik rahatsızlığı olan ve enfeksiyona direnci az olan hastalarımız. Diğer üçte biri ise tamamen sağlıklı genç ve sağlıklı vakalarımızı kaybettik. En önemli şey hijyen. El hijyeni, bir de yorgunluk ve kırgınlığı hissettiğimiz an bol sulu gıdalar alarak kendimizi %70 güvence altına alırız.
“Aile hekimleri ile cumartesi gününden dolayı aramız açıldı”
Aile hekimliği uygulamamız bütün sıkıntılarına rağmen vatandaşımız tarafından %85 memnuniyeti var. Türkiye’nin son 7 yıldır başarılı sağlık hizmetlerinin yürümesinde aile hekimleri çok önemli bir fonksiyon üstlendi. Aramız onlar ile bir nedenden dolayı açıldı. O da cumartesi hizmet vermeleri ile ilgili düzenleme yaptık. Orada onlar o uygulamada zorlanıyorlar. Şuan en önemli sorun aile hekimlerinin sayısındaki yetersizlik. İdeal olan 2500 vatandaşımıza 1 aile hekimi vermemiz gerekirken biz şuanda 3750 – 3800 vatandaşımıza 1 aile hekimi verebiliyoruz.
"Yeşil Kartlı Hastalarımız Fark Ücreti Vermek Durumunda"
Yeşil kartlı hastalarımız özel hastanelerden istifade edemiyorlar diye sorun yok. Ama fark ücreti vermek durumunda. Bir tarafından yeşil kartlı olup da bir taraftan da özel hastanenin farkını ödeyecek boyutu varsa bu sefer de yeşil kartını kaybeder. Demek ki o kadar geliri var.
Türkiye’de ilaç Kullanımı
Özellikle bitkisel ilaç diye sunulanlar ile ilgili yasal düzenleme yaptık. Serbest piyasa da zaman zaman reklamlarını yapabiliyor. Biz ayrıca uzman eczacılık yasal düzenlemesini yaptık.Vatandaşın istismar edilemeyeceği koşullarda şekillenmesi için yasal alt yapıları oluşturuyoruz. Dövizin yükseliyor olması ile ilaçlar piyasada bulunmuyor değil. Biz Türkiye’de bulunmayan ilaçları veya SGK’nın geri ödemesinin olmadığı ilaçları reçete edildiğinde Türkiye Eczacılar Birliği kanalı ile yurt dışından getiriyoruz. 2008 yılında bu şekilde Türkiye’de bulunmayan ilaçlar için ödediğimiz para 50 milyon TL iken 2014'te ödenen para 1 milyar 250 milyon. Bilinçli ilaç kullanmayı toplumumuza yerleştirmemiz gerekiyor. Bizim yaşımızdakiler ilaç çok olunca çabuk tedavi olacakmış gibi bir algı da var.
“Bu milleti yalnız özel sektöre mahkum etmeyiz, teslim etmeyiz”
Şuanda devlet olarak 36 bin yatak kapasiteli 220 tane hastane yapıyoruz. Dünyanın hiçbir ülkesinde 36 bin yatak kapasiteli 220 tane hastane yapan ülke yok. Geçtiğimiz 10 yılda 40 bin kapasiteli hastane yaptık. Şuan 36 bin dışında 26 bin kapasiteli şehir hastaneleri yapıyoruz. Kamu özel iş birliği ile 62 yatak kapasiteli hastaneleri bu ülkenin milletinin imkanları ile kamu olarak biz yapıyoruz. Asla özel sektörü reddetmiyoruz. Ama bu milleti yalnız özel sektöre mahkum etmeyiz teslim etmeyiz.
“Hasta yakını bizim için daha büyük sorun”
Medeni bir sistem getirmeye çalışıyoruz. Ama randevu almayanı muayene etmeyiz diye bir kuralımız yok. Onlara da bir zaman planlaması yaparız. Yalnız hastaya bakmıyoruz. Hasta yakını bizim için daha büyük sorun. Hasta yakını hastadan daha meraklı ve daha heyecanlı, daha gergin oluyor. Dolayısı ile hasta yakınını tedavi etmemiz ve yönetmemiz gerekiyor. Her gün 1 milyon 100 bin kişiye sağlık hizmeti sunuyoruz. Hiçbir gelişmiş ülke Türkiye’yi bu anlamda yakalayamamıştır.
Yaşanılan Elektrik kesintisi sağlık alanını etkiledi mi?
Sağlık alanında hiçbir sıkıntımız olmadı. Ne aşılar ile ilgili ne de başka bir şey. Evde sağlık hizmeti verdiğimiz 182 veya 186 solunum cihazlarından dolayı onları hemen hastaneye transfer ettik. Bir sorun yaşanmadı.
Tıpta uzaktan eğitim olur mu?
Biz Kars'ta tıp fakültesi kurduk. Türkiye’nin, Kars’ın dinamiklerinin gelişmesini arzu ediyoruz. Oradaki bir öğrencinin tıp fakültesi dinamiğini oluşturmasını istiyoruz. Türkiye’nin en iyi hocası Kars’taki dersleri de versin dersek bir Kars’tan iyi bir eğitim görevlisini, iyi bir hocanın gelişmesinin önünü kesmiş oluruz. İyi hocalarımızın zeminlerini kaybetmemiz gerekir. Siz parmağınızın ucunda her hocaya, her yere ulaşabilirsiniz.
"Evde bakımda 7 ilde pilot uygulamalara girildi"
510 bin civarında evde bakım hizmeti alanında hastamıza hizmet veriyoruz. Evde sağlık hizmeti verirken evin hizmeti, evin hijyeni orada yerel yönetimlere ihtiyacımız var. Ailenin sosyal desteğe ihtiyacı var. Evde hijyen ile ilgili ihtiyaç varsa belediyelerimizin desteği, sosyal bir desteğe ihtiyacı varsa, Sosyal Politikalar bakanlığı ile bir bütüncül hizmeti sunmanın adımlarını da atıyoruz. Önümüzdeki 2 yıl içinde 510 bin sayısını 1 milyona planlıyoruz. Hükümetimize bunu sunduk. 7 ilde pilot uygulamalara girildi.
“30 bin sağlık personeli alacağız”
Sağlık bakanlığı olarak biz 14500 civarında hekim dışı hemşire, ebe, sağlık elemanı, laboratuvar uzmanı memur kadrosuna alacağız. 10 bin 200 civarında Mayıs ayında alınacak. Yıl itibarı ile dağılımı olacak. Hizmet alımı ile 11 bin küsur alacağız. Toplamda 26 bin civarı sağlık çalışanını istihdam edeceğiz. 4 bin civarında da hekim alırsak 30 bin kişi sağlık personeli olacak.
Mehmet Müezzinoğlu Kimdir?
1955 Batı Trakya Gümülcine doğumluyum. İlkokulu ve ortaokulu orada okudum. 14 yaşına geldiğimde 1970 yılında rahmetli babama dedim ki; okumak için Türkiye’ye gitmek istiyorum. İstanbul’da bir akrabam, tanıdığım yok. Ama radyodan Türkiye’yi dinliyoruz. Radyodan Anavatan biliyoruz. Rahmetli babamın verdiği cevap, “oku da istersen Amerika’ya git” dedi. Bugün geldiğim bu koltuğun özüdür bu cümle.
Ailemin bana güveniyor olmasının hep gücünü hissettim arkamda. Sonrada trene bindirirken “oğlum sana inanıyoruz ve güveniyoruz. Önce kendini mahcup etme sonra da bizleri”dedi. 29 yaşına kadar Yunanistan vatandaşı olarak Türkiye’de eğitimimi yaptım. Sonra Yunanistan asimilasyon politikaları dolayısı ile oradaki yaşam koşulları, gelecek hayallerinin önünü kestiği için kaçak olarak Türkiye’ye geldim. 4 yıl dünya vatandaşı olarak “Haymatlos” denilen tabir ile bu ülkede kaldım. 1986 yılında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı oldum. Bu bayrağa bu millete, bu ülkeye borcum var. Rabbim o borcu ödemeyi nasip etsin. En çok neyi seviyorsunuz diye 3 şeyi sayın deseler, biri karşılaştığım zorluklar, çektiğim sıkıntılardır. O zorluklar ve sıkıntılar beni başarma duygusu ile buluşturdu. Kaç yaşında 15 yaşında. Bir kapının kapandığında onlarca kapının açıldığını yaşadım. Siz her kapının açıldığı, her koltuğun da hazır olduğu bir dünya hayal ediyorsanız kendinize kötülük yapıyorsunuz. Hazır kapılar sizin hayat beklentiniz olmamalı.
Sezeryan mı, normal doğum mu?
Mahcup olduğunuz 2 alan ne diye sorsanız. Sezeryan oranları. Mahcup olduğumuz başımızı öne eğdiğimiz alanlar. Diğeri de antibiyotik ve bilinçsiz ilaç kullanımı. Sezeryan oranlarının durduğunu ama düşme başlamadığını görüyoruz. Önümüzdeki günlerde müeyyidelerde uygulamaya başlayacağız. İşin doğal olanı tabi olanı normal doğumdur. Bir hastalık, bir olağanüstülük ve cerrahi müdahaledir. Bu ne hekim teşvik etmeli ne de hasta talep etmeli. Uzman ebeliği getiriyoruz. Doğumu onlar ile yürütmeyi düşünüyoruz. Normal doğumların birçoğunu ebeler yapabilir. sezeryan ile ilk doğumunu yapan 2 yıl sonra normal doğum yapabilir.
“Türkiye’de Antibiyotik kullanımı”
Kesinlikle doktor reçetesi ile ilaç verilmeli. Daha çok bilinçlenme ile bunun önüne geçebiliriz.
Türkiye’nin ruh sağlığı bozuldu mu?
Dünya uzun süredir bozuldu. ABD vatandaşlarının %62’si psikiyatriste gidiyor. %58’i alkolik. Uyuşturucu bunun yanında. Ruhen olan kısmını ihmal edildi. Fiziken olan kısmını büyüttü. İnsan bir bütündür. Matematiksel değildir. Ruhen gelişime toplum ve birey olarak yatırım yapmak gerekir. Kadınların duygu dünyaları daha geniştir. O nedenle ruhsal sorunları daha yoğun yaşarlar. O yüzden onlarda ilaç kullanımı daha fazla oluyor.
Sağlık acil hatları
Hayati ve ambulans 112 acil hattı. Sağlık ile ilgili bir konu olduğunda sormak istediğinizde 184. Bunlar iki hat ana gövdeyi oluşturuyor. Şimdi yeni bir hat uygulaması yapacağız oda 191 uyuşturucu ile yardım hattı.
“Türkiye’de kanser riski”
Türkiye son 10 yılda 70 olan yaşam süresini 76 ‘ya uzattı. Teşhis alanlarını ve imkanlarını çoğalttı. Erken teşhis ve tedavi alanında gelişmeler oldu. Kanser teşhis sayılarında artış var. Tütün, sağlıksız beslenme yani obezite ve hareketsiz yaşam kanser riski anlamında büyük bir yere sahip. Bunlardan uzak durduğumuz takdirde. Kanser riski azalmış olur. 2200 civarında tiryakimiz sigarayı bıraktı. Tütün ile mücadelemizde çok büyük başarıya ulaşacağız.
“2014’ten itibaren lisans mezunu olmayan hiç kimse hemşire olamayacak”
Ülke olarak hemşire açığımızı kapatabilmek için ikinci defa sağlık meslek liselerine hemşire olabilme hakkını tanıdık. 50 bin hemşir açığımız vardı. Sonra talep fazlası oluştu.2014’ten itibaren lisans mezunu olmayan hiç kimse hemşire olamayacak. Sağlık meslek lisesine kayıt olup mezun olanlarda sağlık alanında yardımcı personel olacak.
7 Haziran Seçimleri
Daha iyi olacağından hiçbir tereddüdüm yok. 70 yılından bu yana milli iradenin zaman zaman çok ağır bedeller yaşadığını gördüm, yaşadım. 70- 80arası üniversitelerde 7 bin gencini bir tarafa faşist bir tarafta komünist diyerek birbirine vurdurtarak öldürdüğünü gördük. Ama 2002’den beri en güçlü yapımız ile sandığın iradesi asla zedelenmedi. Sandık ne diyorsa o oldu.
Bu demokrasimiz adına bana göre Türkiye’nin 7 Haziran seçimleri hem hukuk devleti hem kökleşmiş bir demokrasi adına önemli bir dönemeç olacak. İnşallah sizlerin geleceğine yakışır bir Anayasayı bu ülke, bu seçimlerden sonra, seçilen milli irade başarırsa ondan sonra ülkenin kaderini ve geleceğini gençlere teslim ederiz. Bizde bu ülkeye gençlere borcumuzu ödemiş olarak huzura kavuşuruz. Milletten istediğimiz milli irade asla zedelemesin ve asla milli iradenin hak ve hukukuna kapalı kapılar arkasından hiç kimse tuzak kuramasın ve milli irade her halukarda kuruluş felsefesi “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir” inşallah milletinde kalacaktır.
01.04.2015 / Mehmet Müezzinoğlu / Bölümler
Ülkenin en büyük zenginliğinin gençler olduğunu vurgulayan Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu sağlığın geleceğini Abbas Güçlü İle Genç Bakış’ta gençler ile konuşuyor! Hemen izle